asliyeceza mahkemesi. sulh * ve ağır * ceza mahkemelerinin yükümlülüğü dışında kalan tüm davalara bakan mahkeme çeşidi. sulh hakimlerinin bulunmadığı yerlerde onların görevlerini de yerine getirirler. ingilizcesi criminal court of first instance'tır. ingilizcede penal court of first instance dahi denir. Ancaktarafların yazılı muvafakatlari ile süre uzatılabilir. (SK. m.30/16) Süre kısıtlı olduğu için yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan kararlar verilebilmektedir. Karara karşı itiraz yolu.(5.000 TL- 40.000TL- 10 gün) İtiraz kararın icrasını durdurur. Karara karşı temyiz yolu.(40.000 TL- 2 hafta) 5271sayılı CMK nın 272/3 maddesine göre; 3000 TL dahil adli para cezasına “mahkumiyet hükümleri” aleyhine. Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan verilen “beraat hükümleri” aleyhine. Özel kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler aleyhine, Ceza yargılamasından istinaf kanun maddehükmü uyarınca; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 291. maddesinde ceza mahkemelerinde ki yedi(7) günlük temyiz süresi on beş (15) güne çıkartılmıştır. 7035 sayılı kanunun 31. madde hükmü uyarınca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361. maddesinde yer alan hukuk mahkemelerindeki bir (1) aylık temyiz süresi iki KayseriAğır Ceza / Ceza Avukatı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yaklaşık 19 sene boyunca icra ettiğim mesleğin büyük bir kısmı ağır ceza mahkemesi ve diğer ceza mahkemelerinde geçti. Artık Kayseri Barosuna kayıtlı avukat olarak ceza hukuku alanındaki CEZA(Sulh, Asliye, Ağır, Fikri Ceza) Duruşma Duruşma 1 Hafta 1 Hafta 10 1 Ay (C.Sav.) 1 İYUK’na göre karar düzeltmeye karşı da cevap süresi 30 gündür. Ceza Mahkemeleri Para Cezaları Temyiz / Kesinlik Sınırı (Beraat) (1412 m.305, 5320 m.8, 5320 Geç.m.2) uXIBtTf. CMK Madde 331 1 Değişik 8/8/2011-KHK-650/27 md.; İptal Anayasa Mahkemesinin 18/7/2012 tarihli ve E. 2011/113 K. 2012/108 sayılı Kararı ile.; Yeniden düzenleme 27/6/2013-6494/25 md. Ceza işlerini gören makam ve mahkemeler her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler. 2 Soruşturma ile tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde ne suretle yerine getirileceği, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. 3 Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapar. 4 Adlî tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır. 5271 sayılı CMK Ceza Muhakemesi Kanunu Tam Metin CMK Madde 331 Gerekçesi Madde, adli tatilde, ceza işlerini gören makam ve memurların görevleri ile ilişkilerini ve ceza işlerinde bütünü ile tatil konusunu düzenlemektedir. Bir kere Temmuzun yirmisinden Eylülün beşine kadar, söz konusu merciler tatil yapacaklardır. Ancak, soruşturmalar ile tutuklu işlere ait kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde de sürdürülmesi veya bu işlere başlanılması zorunlu olduğundan bunların tatil süresince nasıl ve hangi merciler tarafından yerine getirileceği, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenecektir. Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda da yalnız tutuklu ve hükümlülere ilişkin Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanununa göre görülmüş işler incelenecektir. Tatil süresince yargılamaya ilişkin süreler işlemeyecektir; ayrıca tatilin bittiği günden itibaren bu süreler üç gün uzatılmış sayılacaktır. CMK 331 Adlî Tatil Emsal Yargıtay Kararları YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas 2017/3812 Karar 2017/27817 Tarih CMK 331. Madde Adlî Tatil Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, 5271 sayılı CMK’nın 331. maddesi gereğince adli tatilin bitiminden itibaren temyiz sürelerinin üç gün daha uzatılacağının belirtilmesi karşısında, sanığa tebligat yapıldıktan sonra temyiz süresi dolmadan önce adli tatilin başlamış olduğu anlaşıldığından temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılarak dosya görüşüldü Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş,sanık …ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas 2017/2327 Karar 2017/9374 Tarih CMK 331. Madde Adlî Tatil Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, Dairemizce de benimsenen 16/09/2014 tarih, 2013/4-544 Esas ve 2014/385 Karar sayılı kararında kabul edilen ilkeler çerçevesinde, adli tatilin düzenlendiği CMK’nın 331. maddesinde yapılan yasal değişiklikler göz önüne alındığında, adlî tatilin; 01/01/2005 tarihine kadar 20 Temmuz - 5 Eylül, 01/01/2005 ile 01/01/2012 tarihleri arasında 1 Ağustos - 5 Eylül, 01/01/2012 tarihinden itibaren ise 20 Temmuz - 31 Ağustos tarihleri arasında olduğu, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, ilgili makam ve mahkemelerin bu süre içinde, sadece soruşturmaları, tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaları ve ivedi sayılacak diğer hususları yerine getirecekleri, aynı maddenin 3. fıkrasına göre Yargıtay’ın, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya 5320 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile 1 Haziran 2005 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapacağı, 4. fıkrasına göre ise, adlî tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, bu sürelerin tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağının hükme bağlandığı, bu düzenlemelere göre, adlî tatil içinde görülebilen işler yönünden 4. fıkra hükmünün uygulanmayacağı, bu tür dava ve işlerle ilgili sürelerin adlî tatil içinde de işleyeceği, sürenin uzaması kuralının uygulanabilmesi için, adlî tatil içinde görülemeyen dava ve işlerle ilgili kararın tebliğinin tatilden önce gerçekleştirilmesinin ve işlemeye başlayan sürenin adlî tatil içinde sona ermesinin gerektiği, bu takdirde tatilden önce işleyen kısma bakılmaksızın, sürenin; adlî tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzayacağı, öte yandan 14/02/1934 sayı gün ve 47/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de; adlî tatilde görülemeyen davalarla ilgili kararların, adlî tatile rastlayan dönemde tebliği geçerli olmakla birlikte, tatilde süre işlemeyeceği için, bu durumda mehilin adlî tatilin bitiminden itibaren başlayacağı anlaşılmakla; adlî tatil içinde yapılamayan davaya ilişkin gerekçeli kararın tarihinde sanığın adresine usulüne uygun tebliğ edildiği, adlî tatil içinde süre işlemeyeceğinden sanığın tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilip, tebliğnamedeki temyiz talebinin reddine ilişkin görüşe iştirak edilmeyerek yapılan temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Katılan beyanı ve görgü tespit tutanağına göre suça konu eşyaların etrafı duvarla çevrili evin bahçesinden çalındığının belirtilmiş olması karşısında; olay mahallinde keşif icrası sonucu eşyanın çalındığı yerin 6545 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesi TCK’nın 142/1-b maddesi kapsamında bina müştemilatı olup olmadığının tespiti sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; Keşif sonucunda eylemin TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna uyduğu tespit edilirse; hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının b bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçu da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 3-Sanık …’ün tekerrüre esas alınan Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/03/2010 tarih, 2009/1019 Esas ve 2010/121 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ait olduğu ve CMK’nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alınan bu suçtan dolayı uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekkerrür hükümlerinin uygulanması gerekeceği, ancak sanığın adli sicil kaydında yer alan Tekkeköy Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2008/222 Esas ve 2010/130 Karar sayılı ilamıyla 6136 sayılı Yasa’ya Muhalefet suçundan verilen TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyetinin tekerrüre esas olduğu belirlenerek bu mahkumiyetin tekerrüre esas alınması gerektiği, 4-Sanık … hakkında Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafii ile sanık …’nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından CMUK’nun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas 2015/10756 Karar 2017/4913 Tarih CMK 331. Madde Adlî Tatil Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, CMK’nın 331/4. maddesi uyarınca, adli tatile rastlayan süreler işlemeyip, bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağından, kararın adli tatil içinde tebliğ ve temyiz edilmiş olması karşısında, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de bu durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle sanık hakkında; Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin tarih ve 2012/233 Esas, 2012/527 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/11042 Esasında kayıtlı olan, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin tarih ve 2012/234 Esas, 2012/402 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/7022 Esasında kayıtlı olan dava dosyalarının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosyaların getirtilip incelenerek mümkün olanların birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas 2015/30536 Karar 2017/6301 Tarih CMK 331. Madde Adlî Tatil Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre ve sanığın, yokluğunda verilip usulüne uygun şekilde adli tatil içerisinde 13/08/2013 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, CMK’nın 331. maddesi gereğince temyiz süresi işlemeyeceğinden, 05/09/2014 tarihinde yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek, dosya görüşüldü Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, TCK’nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda ve TCK’nın 53/1-c maddesinin de Kanunda öngörülen biçimde infaz evresinde resen uygulanabileceği, Anlaşıldığından, sanık …nun ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 23/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas 2017/1283 Karar 2017/4118 Tarih CMK 331. Madde Adlî Tatil Dosya incelenerek gereği düşünüldü Sanıklardan … müdafiinin yokluğunda verilen hükmün tarihinde tebliğ edildiği, adli tatilin tarihinde başlayarak sona erdiği, temyiz süresinin de CMK’nın 331. maddesi gereğince başladığı, sanık tarafından tarihinde yapılan temyiz isteminin ise 5271 sayılı CMK’nın 331. maddesi uyarınca yasal süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan temyiz incelemesinde; Sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan tayin olunan temel cezanın TCK’nın 220. maddesi 6. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca indirildikten sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamış; Anayasa Mahkemesinin tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren tarih ve 2014/140 esas - 2015/85 karar sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas 2015/16338 Karar 2017/3917 Tarih CMK 331. Madde Adlî Tatil Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü Suça sürüklenen çocuğun yüzüne karşı verilen tarihli hükmü temyiz etmediği, ancak atandığından haberinin bulunduğu müdafiinin tarihinde tebliğ edilen hükmü, 5271 sayılı CMK’nın 331/1-4. maddesi de gözetilerek, yasal süresi içerisinde temyiz ettiği anlaşılmakla, tebliğnamede yer alan temyiz isteminin süresinde yapılmadığından bahisle reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir. Mala zarar verme suçuna ilişkin olarak; miktar itibariyle kesinlik nedeniyle tarihli ek karar ile verilen temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın, suça sürüklenen çocuk müdafiine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, anılan ek karara karşı temyiz isteminde bulunulmadığının anlaşılması karşısında, hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarına ilişkin hasren yapılan incelemede; I-Suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; İşyerinden …TL çalmaya teşebbüs eden suça sürüklenen çocuk hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan paranın değerinin az olması nedeniyle, TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerekip gerekmediğinin karar yerinde tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, gününde oy birliğiyle karar verildi. YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas 2012/9282 Karar 2012/41719 Tarih **CMK 331. Madde** Adlî Tatil 5271 sayılı göre hükmün tebliği adli tatil içerisinde yapılmış ise süre tatilin bittiği günden itibaren işlemeye başlayacağından, sanığa tarihinde tebliğ olunan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki temyiz talebinin süre yönünden reddine dair görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede; Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Somut olayda; sanığın,kiralamak amacıyla katılana ait 07 ASR 86 plaka sayılı aracı aldığı ancak iade etmediği, sözü edilen aracın Çorum ilinde terk edilmiş halde kolluk kuvvetlerince bulunduğu, şeklinde belirlenen eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİYLE , hükmün ONANMASINA , oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas 2015/2640 Karar 2015/2853 Tarih CMK 331. Madde Adlî Tatil Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın sanığa adli tatilde tarihinde tebliğ edilmesi ve adli tatil süresi içerisinde tarihinde temyiz edilmesi karşısında CMK’nın 331. maddesi hükmü uyarınca temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü. Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Her ne kadar, hakaret suçundan tekerrür nedeniyle TCK’nın 58/3. maddesi gereği zorunlu olarak hapis cezası seçilmiş ve sonuç ceza 30 günün altında ise de, sanığın daha önceden hapis cezasına mahkumiyeti bulunduğundan, TCK’nın 50/3. maddesinde belirtilen koşullar oluşmamakla beraber, sanığın lehe hükümlerin uygulanması talebinin TCK’nın 50. maddesindeki hapis cezasının adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlara çevrilmesini de kapsadığı gözetilerek, bu hususta kanuni dayanakları da gösterilip olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, Sonuç Kanuna aykırı ve sanık S.’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oy birliği ile, karar verildi. UYARI Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Makale Yazarlığı İçin Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur. Türk Hukukunda İstinaf ve Temyiz Süreleri Nelerdir? 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda uzun yıllar önce getirilen, ancak bir türlü hayata geçmeyen istinafa ilişkin düzenlemeler; Bölge Adliye Mahkemelerinin kurularak tarihinde faaliyete başlamasıyla uygulanmaya başlamıştır. Aşağıda mahkemelerin istinaf ve temyiz sürelerini gösterir liste, özel hükümler saklı kalmak kaydı ile Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başlaması ile birlikte uygulanacak olan istinaf ve temyiz süreleridir. 20/07/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361. maddesinde “bir ay” olarak belirlenen temyiz süresi “iki hafta” olarak değiştirilmiştir. 20/07/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle; 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu 291. maddesi birinci fıkrasında yer alan “yedi” gün temyiz süresi “on beş” olarak değiştirilmiştir. Hukuk Mahkemelerinde İstinaf Süresi – Hukuk Mahkemelerinde Temyiz Süresi Asliye Hukuk Mahkemesi – Asliye Ticaret Mahkemesi – Tüketici Mahkemesi – Aile Mahkemesi – Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi İstinaf süresi kararın tebliğinden itibaren 2 hafta. İstinafa cevap süresi 2 hafta. Temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren 2 hafta. Temyize cevap süresi 2 hafta. . İş Mahkemesi 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 7. maddesi ile önceden tefhimden itibaren 8 gün olarak belirlenmiş olan istinaf ve temyiz süresi düzenlenerek tebliğden itibaren başlamak üzere 6100 Sayılı HMK’da kanun yollarına ilişkin belirlenen 2 haftalık süre benimsenmiştir. Böylece uygulamada iş mahkemesi kararlarında yaşanan tefhim-tebliğ karışıklığına son verilmiştir. İş mahkemesinde istinaf süresi kararın tebliğinden itibaren 2 hafta. İstinafa cevap süresi 2 hafta. İş mahkemesinde temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren 2 hafta. Temyize cevap süresi 2 hafta. . Sulh Hukuk Mahkemesi Sulh hukuk mahkemesinde istinaf süresi kararın tebliğinden itibaren 2 hafta. İstinafa cevap süresi 2 hafta. Sulh hukuk mahkemesinde temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren 2 hafta. Temyize cevap süresi 2 hafta. . İcra Mahkemesi Hukuk İcra hukuk mahkemesinde istinaf süresi kararın tefhimi ya da tebliğinden itibaren 10 gün. İİK İcra hukuk mahkemesinde temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren 2 hafta. Temyize cevap süresi 2 hafta. . Ceza Mahkemelerinde İstinaf Süresi – Ceza Mahkemelerinde Temyiz Süresi Sulh Ceza Mahkemesi – Asliye Ceza Mahkemesi – Ağır Ceza Mahkemesi – Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesi Ceza mahkemelerinde istinaf süresi kararın tefhimi ya da tebliğinden itibaren 7 gün. Ceza mahkemelerinde temyiz süresi kararın tefhim ya da tebliğinden itibaren 15 gün. Temyize cevap süresi 15 gün. . İcra Ceza Mahkemesi İcra ceza mahkemesinde itiraz süresi kararın tefhimi ya da tebliğinden itibaren 7 gün. . Temyiz süresinin kararda yanlış gösterilmesi İstinaf süresinin kararda yanlış gösterilmesi . Hukuk Muhakemeleri Kanunu “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/ç maddesi uyarınca mahkeme hükmü varsa kanun yolları ve süresi içermelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/19-779 E. 2013/355 K. No’lu kararında “temyiz süresinin hakim tarafından değiştirilmesinin imkanı bulunmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararında sürenin iki hafta olarak gösterilmesinin 8 günlük süreyi uzatmayacağı” şeklinde karar vermiştir. Bu noktada Hukuk Genel Kurulunun yorumu, kararda kanun yollarına ilişkin sürenin yanlış gösterilmesinin lehine olan tarafa usuli bir hak kazandırmayacağı yönünde olmuştur. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi ise Tarih, 2016/21528 E. 2016/19779 K. sayılı kararında “temyiz süresinin yanlış gösterilmesi karşısında hak arama hürriyetinin korunması amacıyla kanunda belirtilen süreden sonra, ancak kararda yazılı süre içerisinde yapılan temyizin geçerli ve süresinde kabul edilmesi” gerektiği şeklinde Hukuk Genel Kurulu görüşünün tersi yönde bir karar vermiştir. İstinaf ve Temyizde Kesinlik Sınırı ve Parasal Sınır Nedir? Hukuk mahkemelerince verilmiş olan kararlara karşı kanun yollarına karşı başvuru bir takım şartlara tabidir. Bir karara karşı kanun yoluna başvurulabilmesi için bu kararın kesin karar olmaması, yani üst mahkemeye başvuru kanun yolunun açık olması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK ve istinaf mahkemelerinin görev alanına tabi işlerle; ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulur. İstisnalar dışında Bölge Adliye Mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara karşı ise kanun yollarının açık olması halinde temyiz kanun yoluna başvurulur. İstinaf başvuru sınırı nedir? Hukuk Muhakemeleri Kanuna göre her yıl için belirlenen kesinlik sınırının altında olan ve konusu para ile ölçülebilen davalarda; 2022 yılı için istinaf kanun yolu sınırı TL olarak belirlenmiştir. İş Mahkemeleri, Asliye Hukuk, Aile, Tüketici, Sulh Hukuk ve Kadastro Mahkemelerinin 2022 yılı içerisinde vermiş oldukları TL altındaki kararları kesindir. İcra Hukuk Mahkemeleri açısından ise istinaf kanun yoluna başvuru parasal sınırı TL olarak belirlenmiştir. Temyiz başvuru sınırı nedir? İstinaf başvurusunda bir parasal sınır olduğu gibi Yargıtay’a yapılacak temyiz başvurularında da her yıl güncellenen bir parasal sınır bulunmaktadır. 2022 yılı içerisinde Hukuk Mahkemelerince verilmiş olan kararlara karşı temyiz başvuru sınırı TL olarak belirlenmiştir. Kesinlik, istinaf ve temyiz kanun yolları için parasal sınır değerlendirilirken davada kabul veya reddedilen miktar değil, davaya konu edilen malvarlığı değerinin tamamı dikkate alınır. İstinaf ve temyizde parasal sınır tespit edilirken her ne kadar harç konusunda kanuni düzenleme tersi olsa da gerekçeli kararın yazıldığı veya taraflara ulaştığı tarih değil, hükmün verildiği tarih dikkate alınır. Karşılık dava veya birleşen dava şeklinde yürüyen işlerde, istinaf ve temyiz sınırı her bir dava için ayrı ayrı belirlenir. İstikrar kazanmış Yargıtay kararlarına göre; ihtilaf konusu alacağın bir kısmının davaya konu edilmiş olması halinde, yani kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1696 E. 2021/2541 K. HMK 362/1-a maddesi ve 6763 sayılı Kanun’un 42. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını bu tutar dâhil geçmeyen davalara ilişkin kararları verildiği anda kesin olup, temyiz edilemez. HMK’nın ek 1. madde gereğince bu miktar 2017 ve sonrası yıllarda her yıl yeniden değerlendirme oranında artırılacaktır. Bu hükümlere göre hesaplama yapıldığında Bölge Adliye Mahkemesi kararları yönünden 2020 yılı için temyiz kesinlik sınırı TL’dir. Yukarıda sözü edilen kurallar ve yapılan açıklamalarla birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda TL’nin iflas masasına kayıt ve kabulü talep edilmiş, ilk derece mahkemesince TL’nin kayıt ve kabulüne karar verilmiş, reddedilen TL yönünden davacı istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince isitinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve bu hükme karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Bu durumda temyiz başvurusu Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilen TL için yapılmış olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre temyiz eden yönünden kesinlik sınırı altında kalmaktadır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8702 E. 2021/13537 K. 6763 sayılı yasa ile 6100 sayılı HMK’na eklenen geçici 1. madde uyarınca, aynı Kanunun 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01/01/2021 tarihinden itibaren TL’ye çıkartılmıştır. İstinaf incelemesi sonucunda verilen hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. HMK’nın 366. maddesi atfıyla aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca, kesin olan kararlar hakkında Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12409 E. 2021/16525 K. Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı – tarihleri arasında TL; tarihi sonrası için TL; sonrası için TL ve tarihi sonrası için TL; tarihi sonrası için TL, tarihi arası için TL, sonrası için TL’dir. Somut olay incelendiğinde, temyize konu tutarın yukarıda değinilen temyiz kesinlik sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığından, davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle REDDİNE, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, gününde oybirliğiyle karar verildi. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/2181 E. 2021/8193 K. Somut olayda, çekişme konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri olan TL’den, davası kabul edilen ve davalı tarafından temyiz konusu yapılan davacılar …, …, … ve …’ün 1/16’şar miras payına ayrı ayrı isabet eden TL’nin, 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır. Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davalının temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde iadesine, tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. Av. Burak Eğri ÖZET;➡️ Davacının TTK 757. maddesine göre hamilin yerleşim yeri olan yetkili … Mahkemelerinde davayı açmış olduğu görülmekle, kesin yetki kuralı re’sen gözetilerek yetkisizlik kararı tarihinden önce tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 818/I-s. maddesi, poliçenin iptale ilişkin 757 ilâ 763. madde hükümlerinin çek yönünden de uygulanacağı yönünde düzenleme sevk etmiş olup, aynı Kanunun 757/I. maddesi ve tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı Kanun gereğince kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptali isteminde görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunun 757/1. maddesinde iradesi dışında poliçe elinden çıkan kişinin, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebileceği, 759/1. maddesinde ise poliçeyi eline geçiren kişi bilinmiyorsa, poliçenin iptaline karar verilmesi istenebileceği hususu olayda davacı vekilinin, iptali istenen çekin davacının elinde iken zayi olduğunu beyan etmesine ve talepte bulunanın yerleşim yerinin de …/ … olmasına göre, uyuşmazlığın … Hukuk ticaret mahkemesi sıfatıyla Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Çek İptali Davası Emsal Yargıtay Kararları Karar İçeriği Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/10196 E. , 2021/13170 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ Ticaret MahkemesiKıymetli evrakın iptali istemine ilişkin olarak açılan davada … Hukuk Mahkemesi ve … Batı Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü– K A R A R –Dava, kıymetli evrakın kaybı nedeni ile iptaline istemine ilişkindir.… Hukuk ticaret mahkemesi sıfatıyla Mahkemesince, talebin çekişmesiz yargı işi olan zıyaı nedeniyle çek iptali istemine ilişkin olduğu, çekişmesiz yargı işlerinde yetkinin kesin nitelikte olduğu, zıyaı halinde borçlunun yerleşim yerindeki Asliye Ticaret mahkemesinden talepte bulunulacağı, borçlunun yerleşim yerinin Cumhuriyet mahallesi, … caddesi, No15 İç kapı No4 … / … olduğu ve mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine , HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakip iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.… Batı Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının talebinin dayanağı TTK’nın 757 vd. Maddeleri olup iradesi dışında çek/bono elinden çıkan kimse, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesine müracaatla davayı açabilir. Somut uyuşmazlıkta, davacının çeki kaybeden hamilin yerleşim yeri adresi …/… olarak istenen çek yönünden muhatab bankanın da … Bankası … … Şubesi olması karşısında, ödeme yerinin de burası olacağı anlaşılmıştır. Bu durumda davanın, davacının TTK 757. maddesine göre hamilin yerleşim yeri olan yetkili … Mahkemelerinde davayı açmış olduğu görülmekle, kesin yetki kuralı re’sen gözetilerek yetkisizlik kararı tarihinden önce tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 818/I-s. maddesi, poliçenin iptale ilişkin 757 ilâ 763. madde hükümlerinin çek yönünden de uygulanacağı yönünde düzenleme sevk etmiş olup, aynı Kanunun 757/I. maddesi ve tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı Kanun gereğince kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptali isteminde görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 757/1. maddesinde iradesi dışında poliçe elinden çıkan kişinin, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebileceği, 759/1. maddesinde ise poliçeyi eline geçiren kişi bilinmiyorsa, poliçenin iptaline karar verilmesi istenebileceği hususu olayda davacı vekilinin, iptali istenen çekin davacının elinde iken zayi olduğunu beyan etmesine ve talepte bulunanın yerleşim yerinin de …/ … olmasına göre, uyuşmazlığın … Hukuk ticaret mahkemesi sıfatıyla Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince … Hukuk ticaret mahkemesi sıfatıyla Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi ÖZET;➡️ Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, zayi nedeniyle çek iptali davasının, işin niteliği ve meydana getireceği hukuki sonuçları itibariyle bu tür davayı açma yetkisinin hamile ait olduğu, keşidecinin bu yasal yükümlere dayanarak çek iptal davası açma hakkının bulunmadığı… Karar İçeriği Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/5203 E. , 2019/1679 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ TİCARET MAHKEMESİTÜRK MİLLETİ ADINAHasımsız olarak görülen davada … … 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/03/2016 tarih ve 2015/1308-2016/207 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldüDavacı vekili, dava konusu … şubesi muhataplı, 1990 yıllarına ait 11 adet çek yapraklarının hiç kullanılmadığı ve bankaya ibraz edilmediğini, söz konusu çeklerle ilgili dava dışı bankanın ödeme talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin zarara uğramaması için dava konusu çeklerin iptaline karar verilmesini talep tüm dosya kapsamına göre, zayi nedeniyle çek iptali davasının, işin niteliği ve meydana getireceği hukuki sonuçları itibariyle bu tür davayı açma yetkisinin hamile ait olduğu, keşidecinin bu yasal yükümlere dayanarak çek iptal davası açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar davacı vekili temyiz dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi ÖZET;➡️ Davaya konu çeklerin henüz şubeye ibraz edilmemiş bedellerinin ödenmemiş olduğunun bildirildiği, boş çek yapraklarının kıymetli evrak vasfını taşımadığı, bu nedenle zayi nedeni ile iptal davasına konu edilemeyeceği, çekin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkının lehdar ve hamile tanınmış bir hak olduğu, keşidecinin bu yasal hükümlere dayanarak iptal davası açma hakkı bulunmadığı, somut durumda davaya konu kılınabilecek çekin çek vasfını kazandıktan sonra rıza hilafına elden çıkan çek olması gerektiği, bu hali ile davanın açılması şartının oluşmadığı, davacının dava açmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı… Karar İçeriği Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/9861 E. , 2018/3112 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİHasımsız olarak görülen davada … …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/01/2016 tarih ve 2015/258-2016/9 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldüDavacı, müşterisi bulunduğu … Şekerbank Şubesinin 17102552 müşteri hesap numarasına ait çek karnesinden, çok sayıda çeki kaybettiğini, çeklerin tanımadığı kişiler tarafından piyasaya sürülme ihtimali olduğunu ileri sürerek çeklerin iptaline karar verilmesini talep tüm dosya kapsamına göre, Şekerbank’a yazılan müzekkereye verilen cevapta davaya konu çeklerin henüz şubeye ibraz edilmemiş bedellerinin ödenmemiş olduğunun bildirildiği, boş çek yapraklarının kıymetli evrak vasfını taşımadığı, bu nedenle zayi nedeni ile iptal davasına konu edilemeyeceği, çekin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkının lehdar ve hamile tanınmış bir hak olduğu, keşidecinin bu yasal hükümlere dayanarak iptal davası açma hakkı bulunmadığı, somut durumda davaya konu kılınabilecek çekin çek vasfını kazandıktan sonra rıza hilafına elden çıkan çek olması gerektiği, bu hali ile davanın açılması şartının oluşmadığı, davacının dava açmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı, hukuki menfaatin dava şartı olduğu, dava şartının varlığı veya yokluğunun mahkemece re’sen araştırılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar davacı temyiz dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının tüm temyiz itirazları yerinde Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacının bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, …/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA SUNULMAK ÜZEREADANA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NEGÖNDERİLMEK ÜZEREKIZILTEPE NÖBETÇİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ NEDosya No …../……… EKarar No …./.. EDENSANIK ………………………………………….. ……..DAVACI Adana Gümrük MüdürlüğüVEKİLİ Av. ……….ÖZCAN –KATILAN Tütün Ve Alkol Piyasası Düzenleme KurumuVEKİLİ Av. …………….TEBLİĞ TARİHİ ..KONU Adana Asliye Ceza Mahkemesi tarihli ../.. E , ../…… K. Sy kararının BOZULMASI Adana Asliye Ceza Mahkemesi ……/…. E , ……./……….. K. tarihinde tarafıma tebliğ edilmiştir. İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar, öncelikle eksik bilgilendirme nedeniyle savunma hakkı kısıtlandığı ve yetersiz, eksik inceleme ve gerekçeden yoksun olduğundan hukuka yapan mahkemenin karar verirken öncelikle sanığın söz konusu suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delillerin olması ve sanığa masumiyetini ispatlama konusundaki taleplerini dikkate alması yani savunma hakkının kısıtlanmadan Adil yargılanma imkanının sağlanması gerekir. Yargılamayı yapan yerel mahkeme, söz konusu suçun işlendiğine yönelik en önemli husus olan taşıdığı eşyanın kaçak olup olmadığını bilip bilmediğini araştırmadan, bu konuda yeterli ve şüpheden uzak bir kanaate varmadan ceza hükmü kurmuştur. Bu anlamda ilk derece mahkemesinin yeterli inceleme yapmadan vermiş olduğu kararın hukuka aykırı olduğu kanaatiyle, kararı temyiz etme gereği doğmuştur. Şöyle ki;1-Benim bu suçu işlediğine dair olarak diğer deliller toplanmadığı gibi, ticari amaçla değil kullanım amaçlı aldığıma dair beyanlarım dikkate alınmamıştır. Bu nedenle isnat edilen suçu işlemediğim gibi , suçun gerek maddi gerekse manevi unsurları eksik kalmıştır. Gerek savcılık soruşturmasında, gerekse Sayın Mahkeme hüküm kurarken, gerekli araştırmayı yapmadan, ki muhtemelen sadece malların yanımda yakalanmasını esas alıp suçun unsurlarının oluşup oluşmadığını değerlendirme dışı bırakmıştır..2-Adil Yargılanma Hakkı Tanınmamıştır Yargılamayı yapan mahkemenin karar verirken öncelikle sanığın söz konusu suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delillerin olması ve sanığa masumiyetini ispatlama konusundaki taleplerini dikkate alması yani savunma hakkının kısıtlanmadan adil yargılanma imkanının sağlanması gerekir. Savunma hakkı eksik bilgilendirme nedeniyle sınırlandırılmıştır. Piyasada rahatlıkla bulunabilen ve heryerde satılan ucuz sigarayı kullanım amaçlı olarak aldığım göz ardı edilmiştir. Bu anlamda Savcılık veya Sayın Mahkeme her yerde bu sigaraları satan asıl faillerin bulunması ve adaletin sağlanması adına, suça konu malları, açıklamalarım doğrultusunda, suç üstü yaparak asıl faillerin ceza almasını olan kanun hükümleri uygulanmamıştır ve karar gerekçesizdir Yanımda taşıdığım ürünlerin kaçak olduğunu bilmeden aldığımdan dolayı suçsuzum. Bu nednele 50/1 maddesi uygulanmadığı gibi de uygulanmamıştır. Tek başına yasal şartların oluşmadığı ibaresi sayın yüksek mahkemenin takdir edeceği gibi bir gerekçe değildir. Sayın ilk derece mahkemesi gerekli araştırmayı yapmadan, suça konu az sayıdaki sigarayı ve üstelik kullanım amaçlı olmasını dikkate almadan, suçun esas unsurlarının oluşup oluşmadığının değerlendirme dışı bırakmış, lehe olan hükümleri uygulanmamıştır. Benim TCK’nın 231. Maddesinden yararlanmam gerekirdi. Bana tam bir açıklama yapılmadan ifadem alınmış ve adeta dosyaya bir günah keçisi bulunarak kapatılmış ve doğru düzgün bir araştırma yapılmadan tek celsede karar verilmiştir. TCK 231. Madde konusunda ve süreç konusunda yeterince bilgilendirilmedim. Zira 231. Maddenin uygulanmasını isteyip istemediğine yönelik net bir beyan dosya kapsamında yoktur. Yeterince bilgilendirilmiş olsam, hapis cezası yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını, her normal ve orta zekalı vatandaş gibi bu anlatımlarım ışığında eksik inceleme sonucu masumiyetimi ispatlamaya olanak verilmeden ve yeterince aydınlatılmadan TCK, Anayasaya ve AİHS ne aykırı olarak adil savunma hakkı ihlal edilerek hakkımda ceza kararı verilmiş olup, bu karar hukuka aykırıdır. Hakkında hem para cezası hem de hapis cezası verilmiştir. İndirim sebebinin ve neden TCK 231. Maddenin uygulanmadığı gerekçelendirilmemiş ve hatta bu maddenin ne anlama geldiği konusunda yeterince bilgilendirilmedim. Öncelikle kararın yukarıda ifade ettiğim sebeplerle delil yetersizliğinden ve eksik incelemeden kararın esastan BOZULMASI, sayın yüksek mahkeme aksi görüşteyse en azından 231. Maddesinin uygulanması koşulları gerçekleşmediğinden usulden bozularak bu maddenin yeniden değerlendirilmesinin sağlanmasını talep SONUC Yukarıda açıklanan ve Yüksek mahkemece re’sen göz önüne alınacak sebeplerle, temyiz dilekçemin kabulüyle Yerel Mahkeme kararının BOZULMASINA karar verilmesi saygılarımla arz olunur. Eden Sanık Asliye Ceza Mahkemesi - Temyize Başvuru Merhaba Sayın Hukuki Net Yetkilileri, Ben 19 Haziran 2007 de kendi aracımla hatırlayamıyorum kaza anını ama karşı şeride geçerek karşı şeritten gelen bir araca sonucu yaralanma ve maddi hasar tarafın sağlık sounu ayakta muayene edilerek çözüldü benim ise tam 1 yıl olmasına rahmen hala yürüme zorluğu çektiğim bir kırık karşı tarafın masraflarını bende kendilerinden özür diledim kastiyet yoktu 6. celse mahkemed bana bence süpriz olan bir karar maddesince hapisdaha sonrada 4000YTL para cezasına çevrildi,ehliyetime 1 yıl el konulması kararı kanun yolu da kaza anında alkollü raporlarda şimdi ne yapacağım konusunda sizden yardım istiyorum böyle bir durumda nasıl bir dilekçe yazıp hangi yolu takip deceğim bununla ilgili yardım bekliyorum. İyi çalışmalar. Hukuki NET Güncel Haber 03-06-2008 180314 Nedir? Re Asliye Ceza Mahkemesi Ve Temyize Başvuru Öncelikle geçmiş olsun... 62/1 sadece takdiri indirim kararını gösterir, cezanızı mala zarar verme ve taksirleme yaralamadan almanız muhtemel, olası kast ya da bilinçli taksire ilişkin bir iddia oldu mu? İvedilikle bir avukattan yardım alın, yargıtay yolu hakkınız yanmasın... Re Asliye Ceza Mahkemesi Ve Temyize Başvuru İvedilikle bir avukattan yardım alın, yargıtay yolu hakkınız yanmasın...[/QUOTE] Çok teşekkür ederim bende sizin düşündüğünüz gibi yapıp bir avukattan yardım hakimden ek süre sanırım olay tespit tutanağı yokmuş avukat araştırıyor belkide düşürebilirim bu davayı diyor yada en en kötüsü 2 yıl ertelerim çok zor düşürmesinde eksikte etmesin adliyeye. Re Asliye Ceza Mahkemesi Ve Temyize Başvuru merhabalar sizden bir konu hakkında bilgi almak isterim 2002 yılında bir arkadaşım kavga sonucunda mahkemelik oldu daha sonra kavgada yaralanan şahıs bir haftalık darp raporu aldı. arkadaşım 1 hafta hapis yattı ve daha sonra sertbest bırakıldı bundan sonra olay kapandı diye birdaha mahkemeye gidilmedi. bu yıl mahkeme tarafından arkadaşına 4 yıl 2 ay mühebbet hapis cezası geldi ve ceza onaylandı sizden isteğim bu konuda nasıl bir yol izlenmeli kavgada yaralanan şahıs şikayetinden vazgeçti. Re Asliye Ceza Mahkemesi Ve Temyize Başvuru fehmi444 rumuzlu üyeden alıntı merhabalar sizden bir konu hakkında bilgi almak isterim 2002 yılında bir arkadaşım kavga sonucunda mahkemelik oldu daha sonra kavgada yaralanan şahıs bir haftalık darp raporu aldı. arkadaşım 1 hafta hapis yattı ve daha sonra sertbest bırakıldı bundan sonra olay kapandı diye birdaha mahkemeye gidilmedi. bu yıl mahkeme tarafından arkadaşına 4 yıl 2 ay mühebbet hapis cezası geldi ve ceza onaylandı sizden isteğim bu konuda nasıl bir yol izlenmeli kavgada yaralanan şahıs şikayetinden vazgeçti. Sayın fehmi444; 4 yıl 2 ay hapis cezası onaylandı diyorsunuz herhalde. Onanmış olan bir karar için aşağıda belirttiğim 2 yol var bildiğim bir Avukata danışmanızın daha faydalı olacağı kanaatindeyim. KANUN YARARINA BOZMA MADDE 309.– 1 Hâkim veya mahkeme ta¬ra¬fından verilen ve istinaf veya temyiz inceleme¬sinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hü¬kümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir. 2 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu ne¬denleri aynen yazarak karar veya hükmün bozul¬ması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir. 3 Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen ne¬den¬leri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar. 4 Bozma nedenleri a 223 üncü maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, kararı ve¬ren hâkim veya mahkeme, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir. b Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esa¬sını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kal¬dırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul iş¬lemlerine ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonu¬cuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, ön¬ceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz. c Davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dı¬şın¬daki hükümlere ilişkin ise, aleyhte sonuç do¬ğur¬maz ve yeniden yargılamayı gerektirmez. d Hükümlünün cezasının kaldırılmasını ge¬rektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder. 5 Bu madde uyarınca verilen bozma kararına karşı direnilemez. YARGILMANIN YENİLENMESİ Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri MADDE 311.– 1 Kesinleşen bir hükümle so¬nuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hü¬kümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür a Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa. b Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hü¬kümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa. c Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hü¬kümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmi¬yetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise. d Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hük¬müne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleş¬miş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise. e Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya ko¬nu¬lup da bunlar yalnız başına veya önceden su¬nulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edil¬mesini gerektirecek nitelikte olursa. f Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’nin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hük¬mün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararıyla tes¬pit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yeni¬lenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kara¬rının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir. 2 Birinci fıkranın f bendi hükümleri, tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahke¬mesinin kesinleşmiş kararları ile, tari¬hinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hak¬kında uygulanır. Bu sayfada bulunan kavramlar asliye ceza mahkemesi ne ceza verir, kavga mahkemesinin temyize gitmesi, asliye ceza mahkemesinde temyiz süresi, 2 asliye ceza mahkemesi ne kadar ceza verebilir, asliye ceza mahkemesi en fazla ne kadar ceza verir, asliye ceza mahkemesi ne kadar ceza verebilir, http asliye ceza mahkemesi temyiz, asliye ceza mahkemesi ne ceza verir sanik kararı temyize gonderebilirmi, asliye ceza mahkemesi kac yila kadar ceza verebilir, asliye ceza temyiz hahhi nasil olur, asliye cezalarda temyiz süresi, temyize başvuru süresi, asliye ceza mahkemesi temyiz süresi, asli ceza mahkemesi cezaları, asliye ceza mahkemesi kararları Forum Benzer Konular Yanıt 1 Son İleti 04-09-2017, 214453 Yanıt 3 Son İleti 25-04-2014, 015434 Yanıt 1 Son İleti 24-09-2011, 233202 Yanıt 5 Son İleti 01-08-2010, 002738 Yanıt 2 Son İleti 24-09-2008, 123446 Yetkileriniz

asliye ceza mahkemesi temyiz süresi