Osman Bey, 1258 tarihinde Söğüd’de veya Osmancık’da dünyaya geldi. Babası Ertuğrul Gâzî ve annesi Halîme Hâtun’dur. 24 yaşındayken babasının yerine geçti. Osman Gâzî, önce Kastamonu’daki Çobanoğullarına, sonra da Kütahya’daki Germiyanoğullarına bağlı idi. Onlar da Selçuklu Sultânına bağlıydılar. İlk
"Dombra" şarkısıyla tanınan Kazakistanlı sanatçı Arslanbek Sultanbekov, "Kuruluş Osman" dizisine özel bestelenen "Osman Bey" marşını yorumladı.
OSMAN BEY KARAYEL'İN KATİLİNİ ARIYOR. Çok sevdiği atı Karayel'in katledilmesi ile büyük şok yaşayan Osman Bey, katili bulmak için obada bilinçli bir güvenlik zaafiyeti oluşturarak
Tarihteİz Bırakanlar - Kurucu Lider Osman Bey - Tuna Duran kitabı en iyi fiyatla tamadres.com’da! Hızlı kargo, indirimli fiyatlarla Çocuk Kitapları/Hikaye türünde kitaplara hemen sahip olun.
Osmanliİmparatorluğu - Osman Bey Osman Gazi, beyliğini devlet haline getirmiş, Bizans üzerine akınlar yaparak topraklarını genişletmiş ve nesline cih Osmanli İmparatorluğu - Osman Bey - Sohbet Forum - Türkçe Forumlar ve Eğlence Forum Siteleri
TamburîOsman Nihat Bey ile ilgili hikayeler, Tamburî Osman Nihat Bey ile ilgili fıkralar, Tamburî Osman Nihat Bey etiketi ile etiketlenmiş hikaye ve fıkralar.
TKwa2. Osmanlı döneminde yaşamış olan pek çok sanatçı bulunmaktadır. Yazmış olduğu eserleri ile bilinen Osman Hamdi Bey unutulmaz eserlere de imza atmış bir sanatçıdır. Osman Hamdi Bey arama motorlarında en çok aranan Osmanlı dönemi padişahlarından bir tanesidir. Peki Osman Hamdi Bey kimdir? Osman Hamdi Bey eserleri nelerdir? 'Osman Hamdi Bey'in hayatı nasıldır? İşte Osman Hamdi Bey ile ilgili merak edilen tüm - 0614 Son Güncellenme - 0614 Güncelleme - 0614Osman Hamdi Bey Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşamıştır. Arkeoloji ile ilgilenmiştir. Osman Hamdi Bey Kimdir? Osman Hamdi Bey hem arkeolog hem de müzecidir. Aynı zamanda İstanbul'un Kadıköy ilçesinin ilk belediye başkanıdır. Osman Hamdi Bey aynı zamanda bir ressamdır. Çizmiş olduğu resimleri ile bilinmektedir. Osman Hamdi Bey İstanbul arkeoloji müzesinin müzeliğini de yapmıştır. Yazmış olduğu Kaplumbağa Terbiyecisi kitabı en ünlü eserleri arasında yer almaktadır. Osman Hamdi Bey Hayatı Osman Hamdi Bey 1842 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Babasının ismi İbrahim Ethem Bey'dir. İbrahim Ethem Bey Osmanlı imparatorluğunda sadrazam olmuş bir devlet adamıdır. Osman Hamdi Bey'in ailesi Osmanlı imparatorluğuna hizmet etmiştir. İlköğretim hayatına ilk kez 1856 yılında bir maarif adliye okulunda başlamıştır. Osman Hamdi Bey 15 - 16 yaşlarından itibaren resme ilgi duymuş ve bu alanda çizim yeteneğinin olduğunu fark etmiştir. Osman Hamdi Bey'in çizim yeteneği çevresi tarafından da kısa süre içerisinde fark edilmiştir. Babası onun bu yeteneğini görünce Avusturya'nın Viyana şehrinde ki bir resim sergisine götürmüştür. Resim sergisinde müzik ve sergileri yakından görme fırsatı bulmuştur. Osman Hamdi Bey'in babası çocuklarının yurt dışında iyi bir eğitim almasını istiyordu. Temel eğitimini tamamladıktan sonra hukuk eğitimi alması için Fransa'nın başkenti Paris'e gönderilmiştir. Paris'te tam olarak 12 yıl boyunca kalmış ve burada hukuk eğitimi almıştır. Osman Hamdi Bey Eserleri - Pembe Başlıklı Kız - Kahve Ocağı - Haremden - Kökenoğlu Rıza Efendi - Arzuhalci - Kur'an-ı Kerim Tilaveti - Silah Taciri - Yaşlı Adamın Önünde - Kur'an Okuyan Kız - Mimozalı Kadın - Kaplumbağa Terbiyecisi - İlahiyatçı - Leylak Toplayan Kız - Yeşil Cami Önü - Eşi Naile Hanım - Çıplak Osman Hamdi Bey Sanat Anlayışı Türkiye'de kültürel miras bırakmayı başarmış olan sanatçılardan bir tanesidir. Batı kültürünü benimsemiş ve Fransa'da kaldığı dönemde batılı anlamda eserlerini ortaya koymuştur. Daha çok oryantalist anlamlarda eser ortaya koyan Osman Hamdi Bey camilerin ve türbelerin resimlerini çizmiştir. Sanat anlayışında manevi zenginliği ortaya koymuştur.
Osman Gazi1258-1326Osman Gazi, sonradan Osmanlı devleti adını alacak ve 3 kıtada hüküm sürecek, 600 senelik bir imparatorluğun temelini atan, Osmanoğulları beyliğinin kurucusu, Osmanlı Devletinin de ilk padişahıdır. Kendisine kaynaklarda Osman Bey, Kara Osman, Muinuddin, Fahruddin de denildiğine de rastlanmıştır. 1258 senesinde Babası Ertuğrul Gazi’nin Hayme Hatun adlı eşinden dünyaya gelen Osman Gazi, 3 erkek kardeşten en küçüğüdür. Babası Ertuğrul Gazi’nin vefatı olan 1281 senesinde, hemen hemen daha 23 yaşlarında iken Kayı boyunun başına geçmiştir. Babasının sağlığında sürdürdüğü Selçuklu Sultanlığı’nın uçbeyliğini Ertuğrul Gaziden sonrasında oğlu Osman Gazi boyunun başına geçen Osman Gazi, aşiretin mühim kişilerinden Ömer Bey’in kızı Mal Hatun ile evlenmiş ve bu evliliğinden, kendisinden sonrasında beyliğinin başına geçecek olan Orhan Gazi dünyaya gelmiştir. Ek olarak devrin oldukça öenmli şahsiyeti Şeyh Edebali’nin kızı Bala Hatun’dan da Alaeddin isminde bir dünyaya gelmiştir. Pazarlı Bey, Çoban Bey, Hamid Bey, Melik Bey, SavcıBey Öteki adam evlatlarının isimleridir. Ek olarak Fatma Hatun isminde da bir kızı Gazi babasının yerini aldıktan sonrasında, derhal civardaki türkmen boylarını kendi etrafına topladı. 1284 senesinde yeğeni Baykoca’nın da şehit olduğu , bununla birlikte ilk Osmanlı savaşı olarak da malum, Bursa civarında meydana getirilen Ermeni-Beli Savaşına girdi. Bir sonraki yıl ise Osmanlıların tarihteki ilk kale fethini gerçekleştirip, Kulaca Hisarı kalesinin fethinden sonrasında Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud Durumdan oldukça hoşnut kalmış, Osman Gazi’ye Bey ünvanını vermişti. Osman Gazi’nin yükselişini öncesinden sezen Bilecik tekfuru durumdan rahatsız olmuş ve Osman Gazi’yi yoketmenin planlarını hayata geçirmeye başlamıştı. Yarhisar tekfurunun kızı ile evlendireceği oğlunun düğününe Osman Gazi’yi çağrı edip düğünde pusu kurarak onu ortadan kaldırmayı planlamıştı. Sadece Bilecik tekfurunun kurmuş olduğu bu tuzak tekfur ile aralarında düşmanlık bulunan Harmankayası valisi tarafınca Osman Gazi’ye bildirilmiş, Osman Gazi de düğüne oldukça hazırlıklı gitmişti. Osmn Gazi’nin “Oyun içinde oyun” şeklinde adlandırdığı bu düğünden sonrasında Bilecik de Osmanlı topraklarında katılmış Gazi’nin uçbeyi olduğu yıllarda Bizans İmparatorluğuna karmaşa hakimdi. İmparatorluk isyanlar, taht kavgaları ve iç karışıklıklara karşı büyük bir uğraş gösteriyordu. Bu durumdan yararlanmak isteyen Osman Gazi, Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud’un Eskişehir ve İnönü bölgelerini Osman Gazi’ye vermesi üstüne derhal İnegöl tekfuruna karşı akınlar düzenledi. Karacahisarı da bu akınlar sonrasında fetheden Osman Gazi, amcası Dündar Bey’i Bizans tekfurları ile ilişki kurduğu öne sürülen sebebi ile İnegöl, Yarhisar, Bilecik şeklinde mühim toprakların fetihlerinden sonrasında, tarhiçilerin genelinin Osmanlı İmparatorluğunun müessese yılı olarak kabul ettikleri 1299 senesinde, Osman Gazi Büyük Uçbeyi oldu. Gene bu tarihte başkenti bileciğe taşımış ve bir oldukça olumsuzluğa sebep olan Yarhisar tekfurunun kızı ile oğlu Orhan’ı İmparatorluğu ile Osmanlı Beyliği içinde gerçekleşen ilk cenk olan Koyunhisar savaşının kazanılmasının peşinden, Osman Gazi’nin ve Osmanlı Beyliğinin adı Anadolu’da iyice duyulmuş, Osmanlı beyliğinin ilerde gerçekleştireceği büyük gelişmeye temel hazırlayacak göçlere sebep olmuştur. Bir oldukça tarihçiye bakılırsa ise Osmanlı devletinin müessese yılı Koyunhisar savaşının kazanılış zamanı olan 1302 senesinde İznik’i kuşatan Osman Gazi Marmaracık Kalesini fethetti. 1306 senesinde Dinboz savaşı sonucunda Kestel, Kete ve Ulubadı Osmanlı topraklarına dahil etti. 1308 senesinde Karahisar da Osmanlı taraından alınınca Bizansın İznik ile olan tüm bağlantısı kesildi. O şekilde ki İznik her taraftan kuşatılmış durumdaydı. Bizans bu durumdan oldukça rahatsızdı. Bizansın bu zor anlarında bazı kale kumandanları ve kendilerine bağlı halklar da İslama geçip Kaleleri ile beraber Osmanlıya katılınca Bizansın bölgedeki durumu iyice kötüye gitmeye senesinde Bursa’yı kuşatan Osman Gazi, kuşatma esnasında hastalanmış ve burayı alamadan çekilmiştir. 1320 senesinde ise sıhhat durumundan dolayı yönetimden çekildi ve yerini oğlu Orhan’a bıraktı. Yönetimden çekilmeden ilkin Ebesuyu, Karatekin, Kapucuk, Keresteci, Tuzpazarı Kalelerini alıp, Akçakoca ve Kocaeli bölgelerini de Osmanlıya dahil senesinde, Nikris adlı hastalıktan, Bursa’da vefat eden Osman Gazi, babası Ertuğrul Gaziden 4800 kilometrekare olarak almış olduğu beyliği, 16000 kilometrekare olarak oğlu Orhan Gazi’ye devretmiştir. Miras olarak oldukça azca şey bırakan Osman Gazi’nin türbesi Bursa’ Gazi yapmış olduğu fetihlerde Türk geleneklerine uygun olarak almış olduğu toprakları ailesi ve kumandanları içinde paylaştırmış. O kişileri o yerlerin yönetimine getirmiştir. Osman Gazi zamanında ilk Osmanlı Parası basılmış, ilk kere vergi alınmıştır. Selçuklu döneminde geçerli olan tımar yöntemi, Osmanlıda da devam Gazi ailesine, devletine, dinine düşkün bir devlet başkanıdır. Tıpkı Babası Ertuğrul Gazi şeklinde Osman Gazi de Şeyh Edebali’yi baş tacı etmiş, kararlarını dikkate almış ve hatta damadı olmuştur. Osman Gazi yardımsever, eli bol, dürüst, yürekli ve önlemli kişiliği ile tanınırdı.
Oluşturulma Tarihi Ağustos 24, 2021 0409Tarihte kurulan her devletin kendine has özellikleri bulunmaktadır. Özellikle devlet adamlarının yaşayışları ve yaptıkları ile ön plana çıktığı da görülmektedir. Osman Bey dönemi genel özellikleri nelerdir? Osman Bey dönemi olayları, savaşları ve gelişmeleri nelerdir? Tüm ayrıntıları ile sizler için Bey döneminde Osmanlılar Bizans devleti ile savaşmışlardır. Ayrıca Osman Bey döneminde Osmanlılar Selçuklulara da hizmet etmişlerdir. Osman Bey Dönemi Genel Özellikleri Nelerdir? Osmanlıların Oğuzların Kayı boyundan gelmişlerdir. Özellikle Ertuğrul Gazinin vefatının ardından Osmanlılar da Bizans ile savaşarak Selçuklulara da hizmet etmişlerdir. Osmanlılarda ise Ertuğrul Gazi'nin vefatının ardından idare Osman Beye geçmiştir. Osman Bey ise bağımsızlığını ilan ettikten sonra Osmanlı Beyliği'ni kurmuştur. Osmanlı Beyliği kurulduktan kısa bir süre sonra ise beylik gittikçe yükselmiştir. Osmanlı da beylikten büyük bir cihan imparatorluğuna kadar yükselmiştir. Osman Bey de Osmanlı Devleti'nin kurucusu olmuştur. Osman Bey Dönemi Olayları Osman Bey döneminde kurucu Osman Bey, Şeyh Edebali'nin kızı ile evlendikten sonra siyasi nüfusunu da arttırmıştır. Osman Bey o dönemde fetih hareketlerini arttırarak Eskişehir yakınlarında bulunan Karacahisar'ı da almıştır. Sonrasında ise Osman Bey bağımsızlığını ilan ettikten sonra Bilecik'i başkent yapmıştır. Osman Bey döneminde ilk defa bakırdan Osmanlı parası basıldı. Ayrıca Osmanlı vergisi de konulmuştur. Osman Bey'in lakabı ise Fahrüddin olarak bilinmekteydi. Osman Bey döneminde ilk kez kadı ataması da yapılmıştır. Osman Bey Savaşları ve Gelişmeler Osman Bey döneminde çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Büyük mücadelelerin ardından Bilecik ili alınmıştır. Bilecik'in alınması ile birlikte başkent de yapılmıştır. Bilecik bölgesinde demir madenleri işlenerek silah üretimine de başlanmıştır. Osmanlı döneminde bölgedeki Bizans tekfurlarına karşı önemli başarılar elde edilmiştir. Osmanlılar ile Bizans arasında savaşlar yapılarak başarı da sağlanmıştır. Osman Bey babasından aldığı aşireti büyük bir devlet haline getirmiştir. Tüm bu süreçte ise vergiler de konulmuştur. Osmanlı Beyliği Kuruluşu Osmanlı devletine mensup kişiler Oğuzlar'ın Kayı boyuna mensuplardır. Selçuklu Devleti'nin hükümdarı Alaaddin Keykubat zamanında öncelikle Karadağ bölgesi sonrasında ise Söğüt ve Somaniç'e Ertuğrul Gazi tarafından uç beyliği yerleştirilmiştir. Kösedağ Savaşı'nın ardından Kayı Boyları Anadolu'yu işgal etmişlerdir. İlhanlı Devleti'ne bağlandıktan sonra ise devletin zayıflaması ile Osman Bey de 1299 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Osman Bey dönem boyunca önemli başarılara imza atmıştır. Osman Bey sonraki yıllarda Şeyh Edebali'nin kızı ile evlenip siyasi nüfusunu da arttırmıştır. Osman Bey'in bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Bilecik de başkent olmuştur. Osman Bey Dönemi İle İlgili Merak Edilenler Osman Bey döneminde aşiret hızla gelişmiştir. Bunun yanı sıra Osman Gazi son yıllarda yaşının ilerlemesinin ardından gut hastalığına yakalanmıştır. Beyliğin idaresini ise oğulları Osman Bey'e bırakmıştır. Osman Bey'in ölüm yerinin neresi olduğu da merak edilmektedir. Bazı kaynaklarda Osman Bey'in Bursa'da öldüğü de söylenmektedir. Bazı kaynaklarda Osman Gazi'nin hayatını kaybettikten sonra Söğüt'te babası Ertuğrul Gazi'nin yanına gömüldüğü de söylenmektedir. Osman Bey'in sonradan Osmaniye Meydanı'nda bulunan Gümüşlü Kümbet'e gömüldüğü de tartışmalı konulardan birisidir. Osman Bey Döneminin Özellikleri İle İlgili Merak Edilenler Osman Bey döneminde Bac adı verilen pazar vergisi konulmuştur. Ayrıca bu dönemde ilk defa bakır para olan mangır da basılmıştır. Osman Bey zamanında önemli gelişmelere imza atılmıştır. Osman Bey döneminde önemli savaşlar ve mücadeleler yapılarak başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca savaş ganimetleri ve kazanımlar da elde edilmiştir. Osman Bey ileri görüşlü kişiliği ile önemli bir devlet adamı profili çizmeye başlamıştır.
Biyografi / Tarih 24 Şubat 2013 Saat 0800 / Osman Bey hakkında özet bilgi verir misiniz? Kaç hanımı, kaç çocuğu vardı ve zamanında mevcut olan büyük âlimler kimlerdi? Osmanlı toprakları onun zamanında ne kadar büyüdü? Osman Bey, Osmanlı Devleti’ni ve Osmanoğullarını kuran ve adını devletine ve soyuna vermiş bulunan ilk Osmanlı Sultânıdır. Kendisine Kara Osman, Fahruddin ve Mu’înüddin de denmiştir. Osman Gâzî, hayatının sonuna kadar emîr yani bey olarak anılmıştır; vefatından sonra Hân ve Sultân denmiştir. Çünkü hayatının sonlarına doğru uc beyi olmuştur. Osman Bey, 1258 tarihinde Söğüd’de veya Osmancık’da dünyaya geldi. Babası Ertuğrul Gâzî ve annesi Halîme Hâtun’dur. 24 yaşındayken babasının yerine geçti. Osman Gâzî, önce Kastamonu’daki Çobanoğullarına, sonra da Kütahya’daki Germiyanoğullarına bağlı idi. Onlar da Selçuklu Sultânına bağlıydılar. İlk evliliği, 1280 civarında, Sultân Orhan’ın annesi ve Selçuklu vezirlerinden Ömer Abdülaziz Beyin kızı olan Mâl Hâtûn iledir. 1289 yılına doğru Şeyh Edebali’nin kızı Rabî’a Bâlâ Hâtûn ile evlenince, nüfuzu ve kudreti arttı. Bu hanımından da Şehzade Alâ’addin dünyaya geldi. 1281 yılında babasının yerine aşiret beyi olan Osman Bey, bir görüşe göre, Selçuklu Sultânı II. Gıyâseddin Mes’ûd’un 1284’de Söğüd ve çevresinin kendisine tahsis edildiğine dair olan fermanı ve yanında hediye ettiği ak sancak, tuğ ve mehterhane ile uc beyi olmuştur. 1288 veya 1291 tarihinde Karacahisâr’ı fethetmesi ve Dursun Fakih’e kendi adına hutbe okutması, Osman Bey’in yarı istiklâlini kazanması demektir. Osman Gâzi’nin Bizans sınır şehirlerini birer birer fethetmesi üzerine telâşa düşen Bizanslılar onu ortadan kaldırmak için bir düğün vesilesiyle bir baskın hazırlarlar. Baskına baskınla cevap veren Osman Bey, 1299 yılında Yarhisâr ve Bilecik’i fethetti ve beylik merkezini Bilecik’e nakletti ve fitneye sebep olan Yarhisâr Tekfurunun kızı Nilüfer’i Holofura’yı oğlu Orhan ile evlendirdi. Bu tarih, daha önce açıklanan sebeplerle Osmanlı Devleti’nin kuruluş yılı kabul edildi. 27 Ocak 1300’de Selçuklu Sultânı III. A-lâ’addin Keykubad’ın saltanat alâmeti olan tabi, alem ve tuğu Osman Beye bir fermanile göndermesi ile artık Osman Bey müstakil bir uc beyi olmuştu. 1301 yılında Bursa’ya yakın bir yerde Yenişehir’i kurdu ve saltanat merkezini buraya nakletti. Bu arada bütün bu fetihlerde kendisine yardım edenleri de unutmadı ve kardeşi Gündüz Bey’e Eskişehir’i; oğlu Orhan Bey’e Sultânönü’nü; Hasan Alp’a Yarhisâr’ı; Şeyh Edebalı’ya Bilecik’i ve Turgut Alp’e İnegöl’ü verdi ve Edebalı’nın torunu Alâ’addin’i yanında götürdü. 1308 yılında İlhanlı Hükümdarı Ahmed Gazan tarafından Selçuklu Devletine son verilince Osmanlı Devleti tamamen müstakil hale geldi. 1313’de Harmankaya Hâkimi Köse Mihal Bey’in Müslüman olmasıyla Mekece, Akhisar ve Gölpazarı Osmanlının eline geçti. 1320 yılından itibaren çevrede fazla görünmeyen Osman Bey, 1324 yılında beyliği oğlu Orhan Bey’e devretti. 1324 yılı Şubat ayında Bursa’nın fethini görmeden 67 yaşında vefat eden Osman Bey, vasiyeti üzerine, geçici olarak gömülü bulunduğu Söğüd’den alınarak yıl sonra 1326 yılında Bursa’daki Gümüş Künbed’e defn olunmuştur. Babasından 4800 km2 olarak aldığı toprakları km2’ye çıkaran Osman Bey’in Orhan ve Alâ’addin dışındaki çocukları şunlardır Fatma Hâtûn, Savcı Bey, Melik Bey, Hamîd Bey, Pazarlı Bey ve Çoban Bey. Bugünkü mülkî taksimata göre, Osman Bey zamanında Osmanoğullarının ülkesi, Bilecik, Eskişehir merkez, Sakarya’ya bağlı Geyve, Akyazı ve Hendek, Kütahya-Domaniç ve Bursa ilinin Mudanya, Yenişehir ve İnegöl ilçelerini kapsıyordu. Osman Bey zamanındaki büyük âlimler ve şeyhlerden bazılarını da hatırlatmakta yarar vardır Âlimlerden en önemlileri Mevlânâ Şeyh Edebalı, Dursun Fakîh ve Hattâb bin Ebî Kasım Karahisârî’dir. Maneviyât reislerinden ise, Şeyh Muhlis Baba, Şeyh Âşık Paşa, Şeyh Ulvân Çelebi, Şeyh Hasan Çelebi ve Baba İlyas mutlaka zikredilmelidir Prof. Dr. Ahmed AKGÜNDÜZ BİLİNMEYEN OSMANLI Etiketler bilinmeyen osmanlı, Mal Hatun, osman bey, Osman Bey Hayatı, Osman Bey Kimdir, Osman beyin Evliliği, osman gazi, osmanlı, osmanlı devleti, Osmanlı Devleti Kuruluşu, Osmanlı Kuruluşu Özet, Osmanlı Nasıl Kuruldu Özet, Osmanlının Kuruluşu, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz
Hikayemizi Okuyan Kişi Sayısı 728Eğitici masallar kategorimizde yer alan Eğlitici dini masal sunmak istiyorum sizlere, Okuyacağınız Eğitici Türkçe masallar ımız çocuklarınızı eğlendirecek ve çocuklarınızın gelişimine destek Günlük,Yalancıları sevmem. Hem de hiç sevmem. Annem ve babam, her ne olursa olsun, doğru söylememizi ister. Çünkü yalan söylemeye başladığınızda, bunun sonu gelmez derler. Yalan o kadar kötü bir şey ki, sanki hastalık. O yüzden ben çok korkarım yalandan. Yalan, kişinin gerçeği saklayıp, bildiğinin aksini söylemesidir. Yalancılık, çok çirkin bir İslam bu yüzden yalanı haram kılmış ve şiddetle yasaklamış. Bu nereden mi aklıma geldi? Bugün sınıfta olanlardan… Neler mi oldu? Anlatacağım. Ama ondan önce küçükken söylediğim bir yalanın başıma neler açtığını anlatacağım sana. Artık şunu biliyorum ki, bir yalan söylediğin zaman başın dertten kurtulmuyor. Çünkü onu kurtarmak için başka yalanlar da söylemek zorunda kalıyorsun. O yalan, başka bir yalan söylemene sebep oluyor, sonra yine başka bir yalan, öbürünü kurtarmak için başka bir yalan…İlkokul birinci sınıfa yeni başlamıştım. Çok heyecanlıydım ve korkuyordum. Arkadaş edinememiştim, zaten hiçbirimiz birbirimizi tanımıyorduk ki. Canım sıkıldı ve tahtaya resim çizmeye başladım. Teneffüs boyunca o kadar çok resim çizmişim ki, tahta dolmuş. Zil çalınca da koşarak yerime oturdum. Öğretmenimiz sınıfa geldiğinde, – Bu resimleri kim çizdi, diye sordu. Küçüktüm ve öğretmenimin kızacağını sanmıştım. Hiç sesimi çıkarmadım. Ama bir yandan da korkuyordum. Sustum. Sınıftaki çocuklardan biri, – Şu mavi tokalı kız çizdi, dedi. O kadar kötü olmuştum ki anlatamam. O mavi tokalı kız bendim. Öğretmenim, – Betül sen mi çizdin, dediğinde, – Hayır, dedim çıkarmayarak bir yalan söylemiştim. “Hayır” diyerek bir yalan daha söylemiştim. Etti mi iki yalan? Hem de daha okulun ilk günleriydi, öğretmenim beni “yalancı” olarak tanıyacaktı. Hâlbuki hiç yalan söylemezdim, korktuğum için böyle olmuştu işte. Öğretmenim bana baktı – Betül, dedi soran gözlerle. Ağladım, hüngür hüngür ağladım – Bana kızarsınız diye çok korktum. O yüzden sesimi çıkaramadım. Ben yaptım öğretmenim, diye ağladım. Öğretmenim başımı okşadı – Kızacak ne var bunda? Resimler çok güzel. Ben de kim çizdiyse okuldaki resim kursuna yazdıralım diye düşündüm, deyince ne yapacağımı bilemedim. O günden ve söylediklerimden hâlâ pişmanlık duyuyorum. Ve ne olursa olsun hiç yalan bizim okulda da böyle bir şey oldu. Sınıftaki arkadaşlarımızdan biri sınıf tahtasının yere düşmesine sebep olmuş. İşin garip tarafı, kimin yaptığını hiçbirimiz görmemişiz. Müdür Bey sınıfa geldi ve, – Kim yaptı bunu, diye sordu. İçeride bir uğultu dolaştı. Ama kimse cevap vermedi. Sınıfın en yaramazlarından biri olan Cengiz’den şüphelenen Müdür Bey, – Cengiz sen benimle geliyorsun, deyince Cengiz ayağa kalktı – Öğretmenim, ben bir şey yapmadım. Müdür bey ısrarlıydı – Benimle geliyorsun! O sırada arkadaşlarımızdan biri yerinden fırladı – Cengiz yapmadı öğretmenim, ben yaptım, dedi. Sınıftaki en iyi huylu, en uysal çocuklardan biriydi o. Müdür Bey bile inanmadı – Sen mi yaptın? Sen yapmazsın oğlum böyle şeyler, deyince, Osman, – Ben yaptım, daha doğrusu olay olurken oradaydım. Tahtada problem çözüyordum. Birdenbire üstündeki vidası çıktı ve tahta düştü, dedi. Müdür Bey, – Oturun hepiniz yerinize ve sessizce öğretmeninizi bekleyin, diyerek ortaya çıkmasaydı, Cengiz hiç bilmediği bir konu için ceza alacaktı belki de. Cengiz, Osman’ın yanına gitti – Doğruyu söylediğin için teşekkür ederim. Ceza alacaktım neredeyse, dedi. Osman, – Önemli değil, doğru olan buydu, dedi. Bu olayın sonu mutlu bitti. Bugün konularımız hep yalan üzerineydi. Din Kültürü Ahlak Bilgisi dersinde de yalandan bahsettik. Öğretmenimiz; – Yalan, insanları birbirine düşürür, güven duygusunu yok eder. Toplum içinde karışıklıklara sebep olur. Dostlukları yıkar, yerine düşmanlık tohumları eker. Yalan er geç ortaya çıkacağından, yalancılar kendilerine güvenilemeyen, saygı duyulmayan ve sevilmeyen insanlar durumuna düşerler, diyerek bütün konuyu özetledi de, yalan ne kadar kötü bir şeydi. Eğer Osman kalkıp da “Ben yaptım.” demeseydi, bu iş yaramazlıkları ile ünlü olan Cengiz’in üzerinde kalacaktı. Daha sonra neler olabileceğini düşündüm de, çok üzüldüm. Cengiz “Ben yapmadım!” dese de, ona hiç kimse inanmayacaktı. Sonra Müdür Bey onu disiplin kuruluna yollayacaktı. Okul malına zarar vermekten ne ceza alacaktı kim bilir? Bu arada Osman’ın çekeceği vicdan azabını düşünebiliyor musun? O saatten sonra gidip, “Ben yaptım.” dese bile, ne yararı olurdu ki… Bu sefer Osman ve Cengiz’in araları açılacaktı, belki de birbirlerine düşman devam ederken, arkadaşlardan biri “Yangın vaaar!” diye bağırdı. Bu şakaları ile ünlü Efe’den başkası değildi. Sınıfta herkes telaşlandı, ne yapacağımızı bilemedik. Öğretmenimiz de telaşa kapıldı. Bizi sınıftan dışarıya çıkarmak için sınıf kapısını açtı ama o sırada Efe “Şaka yaptımmm, şaka yaptııım.” diye gülmeye başlayınca, öğretmenimiz kızdı – Yalan söylemek çok kötü bir davranış demedim mi ben az önce? – İyi ama ben şaka yaptım, yalan söylemedim ki, dedi. Öğretmenimiz bununla ilgili bir hadis söyledi “Yazıklar olsun insanları güldürmek için yalan söyleyene! Yazık ona.” Şaka bile olsa, yalan söylememek günlük; yalan söylemek Ne kadar tehlikeli bir şey sahiden de. Efe’nin durup dururken böyle bir şaka yapmasını da hiçbirimiz anlamadık doğrusu. Neyse yine dopdolu bir gün masallar serimizde betül’ün günlünde ”Yalancının Mumu” isimli masalımızı okudunuz, eğitici çocuk masalı mızı beğenmeği ve paylaşmayı KATEGORİLERİ Masal Oku Dini Masallar Eğitici Masallar Türk masalları Baba Masalları Youtube KISA HİKAYELERSeverek Okuduğunuz hikayelerimize Android uygulamamızı indirerek cep telefonlarınızdan ve Tabletlerinizden Rahatlıkla Ulaşa Bileceksiniz.
osman bey ile ilgili hikayeler