kuran-i kerİm nasil hatİm edİlİr? Resûl-i Ekrem, Kur’an’ı tertip üzere okuyarak hatim indirmeyi Allah’ın en çok sevdiği işlerden biri olarak nitelendirmiştir. Hatim indirmenin
Kuran’dan bir sûre veya bir âyet ezberleyip de sonra onu unutmasından daha büyük bir günâha rastlamadım. (Râmuz 3909) -Kur'an’ı hüzünle okuyun. Nâzil olurken de böyle oldu. (Râmuz 78/13) -Kur'an’ı otuz, yirmi beş, on beş on yedi, günde hatmet! Üç günden aşağı okuyan anlamaz, (Râmuz 78/11) -Kalplerinizi
Kurân'ın kaç ayet olduğu hususunda İslâm bilginleri arasında görüş ayrılığı olsa da genel olarak Kuran-ı Kerim'in 114 sure, 6236 ayet, 30 cüz'den oluştuğu kabul edilir.. BESMELE
KuranıKerim 30. Cüz Hatim Tecvitli Dinle Oku ve Hatim Duası 30.Cüz Dinle oku ve Hatim Duası. Kuran-ı Kerim’i okumak isteyen ve kendisini okumada geliştirmek isteyen tüm müslüman kardeşlerimizin dinlemesi ve okuması için eklenmiştir.
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce hayata geçirilen 25 Şehit 25 Hatim projesi bağlamında ÖNDER/ERZİMDER'den İmam Hatipli öğrenciler 25 şehit ailesini ziyaret edip, hatim
Okunanhatimler sadece bir kişiye hediye edilebileceği gibi, Okunan Kur'an-ı Kerim hatmi ve diğer okunan tesbihatlar bir ihlas bile olsa aynı anda bir çok kişiye de hediye edilebilir.Hediye edilen herkese tek tek okunan hatim ve duaların sevabı paylaştırılır.Sevap herkeze eşit olarak dağıtılır.
mHUV0gh. KUR'ÂN-I KERİMİ belli aralıklarla, belli bir süre içinde tamamını okumaya hatim denir. Kur'ân'ı ilk hatmeden Peygamber Efendimizdir Daha sonra Sahabilerle devam eden bu güzel sünnet günümüze kadar gelmiş ve hiç aksatılmadan devam etmektedir. Resul-i Ekrem Efendimiz Kur'ân'ı tertil üzere, ağır ağır, aceleye getirmeden okuyarak hatim indirmeyi Allah'ın en çok sevdiği işlerden biri olarak bildirmiştir. Dolayısıyla bu ibadet fiilî bir sünnettir, Peygamberimi-zin bizzat işlediği bir ibadet türüdür. Aynı za-manda Cenâb-ı Hakkın en çok razı olduğu feyizli bir ameldir. Amr bin Şuayb'in rivâyetine göre Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur 'Kul, Kur'ân'ı hatmettiği zaman hatmettiği esnada, ona altmış bin melek istiğfar eder.' Kur'ân-ı Kerîmi hatmetmenin Cennetteki mükâfatı da çok yüksektir. Her bir Kur'ân âyeti, bir Cennet meyvesi olarak okuyanı karşılayacaktır. Enes bin Malik'in rivâyetine göre Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur 'Kur'ân okuyan için, her hatim yaptığı zaman müstecap bir duası ve Cennette bir ağaç vardır. Eğer bir karga bu ağacın kökünden başlayıp uçmaya başlasa ve yaşlanıncaya kadar uçacak olsa en uç dalına dahi yetişemez.' Resul-i Ekrem Efendimizle Hz. Cebrail'in her yılın Ramazan ayında o zamânâ kadar nâzil olan âyet ve sûreleri karşılıklı olarak birbirlerine okuyarak mukabele ettikleri ve bir anlamda hatim indirdikleri bilinmektedir. Müslümanlar da Ramazan'da genellikle camilerde ve bazı evlerde Kur'ân okutup dinlemek sûretiyle hatim indirmeyi adet haline getirmişlerdir. Esas olarak hatim indirmenin belli bir zamanı ve süresi yoktur, ancak Resulullahın Sallallâhü Aleyhi Vesellem bilhassa geceleri çokça Kur'ân okurdu. Bir teşvik olarak gecenin ve günün ilk saatlerinde hatim yapılması tavsiye edilmektedir. Hz. Sa'd'in rivâyetine göre Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur 'Kur'ân hatmi gecenin ilk saatlerine tesadüf ederse, melekler sabaha kadar hatim sahibine duada bulunurlar. Eğer günün ilk saatlerine tesadüf ederse, melekler akşama kadar hatim sahibine duada bulunurlar.' Tâbiînin büyüklerinden Abdullah bin Mübarek bu hadisin bir açıklaması olarak şu usûlü hatırlatır 'Kışın gecenin ilk saatlerinde, yaz mevsiminde ise gündüzün ilk saatlerinde hatim yapmak müstehaptır.' Kaç günde bir hatim yapılması hususunda Sahabilerin uygulamasına gelince; Sahabiler içinde haftada veya üç günde bir hatim indirenler olduğu gibi, bazılarının bundan daha az veya daha çok bir süre içinde bu işi gerçek-leştirdikleri rivâyet edilmiştir. Bu konuyla alakalı olarak Hasan bin Ziyad, İmam Âzam Ebû Hanife'nin şöyle bir sözünü nakleder 'Kur'ân-ı Kerîmi senede iki defa hatmeden kimse Kur'ân'ın hakkını vermiş olur. Çünkü Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem vefatı senesinde Kur'ân'ı Cebrail Aleyhisselâma iki kere arz etmişti.' Bununla birlikte, Abdullah bin Ömer'in 'Üç günden daha az bir zamanda Kur'ân'ı hatmeden kişi ne okudu-ğunu anlamamıştır' dediği kaydedilmektedir. Hz. Âişe de bunu teyit ederek Resul-i Ekrem Efendimizin üç günden az bir sürede Kur'ân'ı hatmet-mediğini söylemiştir. Yine bu konuyla alakalı olarak Abdullah bin Amr ile Resul-i Ekrem Efendimiz arasında şöyle bir soh-bet gerçekleşir 'Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem bir gün bana, Kur'ân'ı bir ayda hatmet' dedi. 'Kendisine, Daha az bir zamanda hatmedebilirim' dedim. 'Öyle ise on günde bir hatmet' buyurdu. 'Tekrar, Daha az bir zamanda hatmedebilirim' dedim. 'O halde yedi günde bir hatmet, bundan daha az indirme' cevabında bulundu.' Sahabiler her gün için okuyacakları kadar Kur'ân'ı bö-lümlere hiziblere ayırır ve her gün bu bölümlerden birini okurlardı. Resul-i Ekrem Efendimiz de böyle bir uygula-mayı tasvip etmişlerdir. Esasen ezberleme amacı dışında Kur'ân'ı okumanın gayesi önce onu anlamak, sonra da anladığıyla amel etmektir. Resul-i Ekrem Efendimizin Kur'ân'ı teenni ile ve geniş bir zaman dilimi içinde okumayı tavsiye etmesinin sebebi de buradan kaynaklanmaktadır. Kur'ân hatmi tamamlandıktan ve duası yapıldıktan sonra ne yapılması gerektiği hususunda da hadis-i şerifte bilgiler mevcuttur. Bir adam Peygamber Efendimize sordu 'Yâ Resulallah, Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir?' Peygamber Efendimiz 'Konup göçendir' buyurdu. 'Konup göçen kimdir?' diye sorunca, Peygamber E-fendimiz şöyle cevap verdiler 'Kur'ân'ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince hemen başlayandır.' Kur'ân hatmeden insanı Allah'ın masum varlıkları olan melekler de yalnız bırakmaz, kendi dilleriyle Kur'ân ehline dua ve istiğfarda bulunurlar. Kur'ân hatmi bittikten sonra belli bir düzen içinde ha-tim duası yapılması da sünnettir. Hatim indirirken Duhâ Vedduhâ Sûresinden itibaren her sûrenin sonunda veya bir görüşe göre başında tekbir getirme âdeti, yedi kıraat imamlarından İbni Kesir'in râvisi İmam Bezzî tarafından bir hadis olarak rivâyet edilmektedir. Ayrıca İmam Şâfiî Hazretleri de bu konuda şöyle der 'Şâyet tekbiri terk edersen, Resulullahın sünnetinden birini kaybetmiş olursun.' Zamanla tekbire tahmid ve tehlil cümleleri de ilave e-dilerek bazı ibareler oluşturulmuştur. Kur'ân hatmi asıl itibariyle Nâs Sûresinin okunmasıyla sona ererse de, ardından Fâtiha ile Bakara sûresinin ilk beş âyetinin okunması yeni bir hatme başlangıç sayılmıştır. Meşhur bir hadis imamı olan Darimi, bu hususta hasen bir senedle İbni Abbas ve Ubeyy bin Ka'b'den şöyle rivâyet eder 'Resul-i Ekrem Efendimiz, hatminde Nas Sûresini bitirince, duasına Fatiha ile başlar, Bakara Sûresinin, 'Ulâike hümü'l müflihûn İşte onlardır kurtuluşa erenlerdir' âyetine kadar okur, sonra hatim duasını yaparak bi-tirirdi. Hatim tamamlandıktan sonra ayrıca bir dua edilir. Resul-i Ekrem Efendimiz 'Kur'ân'ı hatmeden kişinin kabul olunacak bir duası vardır' buyurmuşlar, kendisi de hatimden sonra dua etmişlerdir. Bu dualardan bazıları hadis kitaplarında nakledilmektedir. Abdullah bin Mes'ud, Abdullah bin Abbas ve Enes bin Mâlik başta olmak üzere bazı Sahabilerin hatim dualarına katıldıkları, aile fertleriyle birlikte hatim duası yaptıkları da rivâyet edilmektedir. Ayrıca hatim duası yapılacağı gün oruç tutmanın sün-net olduğu da bildirilmektedir. Bu uygulama çok değişik ve gösterişli merasimler ha-linde günümüze kadar gelmiş, halk arasında ilk defa hatim indiren çocuklar için de şimdilerde ruhani bir ortam içinde güzel merasimler düzenlenmektedir. 99- Dârimî, Fezâilü'l-Kur'ân33; Tirmîzî, Kırâat13 100-Kenzü'l-Ummal,1510 101-Kenzü'l-Ummâl, 1513 102-Buhârî, Fezâlilü'l-Kur'ân7 103-Kenzü'l-Ummâl, 1518 104-Kur'ân İlimleri Ansiklopedisi, 1249 105-İbni Mace, İkame178 106-Feyzü'l-Kadîr, 5188 107-Dârîmî, Fedâilü'l-Kur'ân33 108-İbni Mâce, İkame178 109-Müslim, Salatü'l-Müsâfirîn142 110-Tirmîzî, Kıraat11 111-Tirmizî, Kıraat13 112-Hâkim, el-Müstedrek, 3304 113-Feyzü'l-Kadîr, 5523 114-Dârimî, Fezâilü'l-Kur'ân33 115-TDV, İslâm Ansiklopedisi, 16469
Alıntı Misafir adlı kullanıcıdan alıntı internettn hatim takip edince hatim olurmu sakıncası varmı Alıntı Misafir adlı kullanıcıdan alıntı selamün aleyküm arkadaşlar; ben kuranı hem bilgisayardan dinliyorum hemde kendi içimden okuyarak takip ediyorum bu hatim sayılır mı? Alıntı Misafir adlı kullanıcıdan alıntı internettn hatim takip edince hatim olurmu sakıncası varmı Kur’an-ı kerimi dinlemek, okumaktan daha çok sevaptır. Okumak sünnet, dinlemek farzdır. Fakat dinlemekle hatim olmaz. Hatim etmek kuranı kerimi okumak Kuran harflerini mahreçlerinden sesleri ile ağızdan çıkararak okumak olmadığından sadece dinleyene sevap vardır ama hatim edilmiş olmamaktır. Mukabele dinlemek çok sevap olmasına rağmen, TV’den, radyodan veya kasetten dinlemekle çok sevab olmaz. Yalnız öğrenmek niyetiyle dinlenebilir. Kuranı kerimi canlı insan sesinden dinlemek aynı zamanda sevap oluşturmasını da sağlar. Bu cihetle canlı okuyucuya da teşvik olunmuş olunur Aynı zamanda Kur’an-ı kerimin mealini okumak hatim yerine geçmez. Dinlemekle hatim olmaz demek dinlemeyin demek değildir. Dinleme sevabına kavuşulur. Hatim okuyanı Mushaf’tan gözle takip etmek daha uygundur, gözler de ibadet etmiş olur. Hatim okunurken başka iş yapmayıp sadece dinlemelidir. Ayrıca radyodan, TV’den veya internetten dinlerken, sevab olması için kendisinin okuması şarttır. Cihazdan dinlemekle sevab olmaz. Baştan sonuna kadar kendisi de, okursa hatim sevabı alır. Kur’an’ı okuyanlar okuma sevabı alırlar, dinleyenler ise dinleme sevabı alırlar. Fakat Kur’an okumada asıl olan hiçbir şey anlamadan hatim indirmek değil; onu anlamaya ve yaşamaya çalışmaktır. Kur’an’a bu şekilde yaklaşanlar çok sevap alırlar. Bir kasetten, cd’den Kur’an dinleyecekseniz mealli olanlardan dinleyin. Yani önce ayetin Arapçasını, ardından Türkçe mealini… Böylece yavaş yavaş Kur’an’ı anlamaya başlarsınız. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur “Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun; belki ikram görürsünüz.” A’raf, 7/204 Kur’an’ı okumak da dinlemek de ibadettir. Fakat ikisi de okunan Kur’an’ın anlaşılması amacına bağlıdır. Anlaşılmadan salt okumanın veya dinlemenin kişiye yararlı olacağını gösteren hiçbir delil bulunmamaktadır. Zira Allah Teala birçok ayette Kur’an’ın anlaşılması ve yaşanması için nazil olduğunu haber vermiştir. Kur’an’ı okumakta veya dinlemekte amaç bu olmalıdır. Durum böyle olunca bizzat okumanın anlamaya daha yakın olduğu bir gerçektir. “Bunlar Kur’an üzerinde akıl yormazlar mı? Yoksa kalp*leri üzerinde kilitler mi vardır?” Muhammed 47/24 “And olsun ki, biz Kuran’ı, üzerinde dü*şünülsün diye kolaylaştırdık; ama hani düşünen?” Kamer 54/17, 22, 32 ve 40 Müslümanlar Kur’an üzerinde düşünmeyi asırlarca unuttular. Kur’an üzerinde akıl yorma gereği unutulunca o, ulaşılamaz, erişilemez bir kutsal sayıldı ve onu anlayamayacağımız şeklinde bir ka*naat oluştu. Sonra eskilerin her şeyi hallettiği savunuldu ve yeniliklere kapılar kapandı. Nihayet Kur’an, sevap kazanmak için okunan bir kitap haline dönüştü. Allah Teâlâ şöyle buyurur “Bu Kur’an, gerçekten en doğruya ve en sağlama ulaştırır.” İsra 17/9 Kur’an, gerçekten en doğru ve en sağlam olana ulaştırır. Fakat o, anlamak için değil de sadece sevap olsun diye okunursa onunla bir yere ulaşılamaz. Böyle bir şey, tıpkı kaliteli bir balın, sırf görüntüsü ve ko*kusu ile yetin*meye benzer. Yenmeyen balın vücuda ne faydası olur. Müslümanlar asırlardır böyle yapmışlar ve Kur’an ile yeterince beslenememişlerdir. Geleneksel kültür kalıpları ile hurafeler iç içe girmiş, halkı hurafeler sarmıştır. Kur’an okumada asıl maksat onu okumuş olmak değil, onu anlamak, düşünmek ve ona göre davranmaktır. Abdullah İbn Mes’ûd şöyle demiştir “Kur’an, ona uyulsun diye indirildi ama insanlar tuttu, onu okumayı ibadet saydılar.” Abdullah İbn Ömer de şöyle demiştir “Biz Kur’ân’dan evvel imanı elde etmeye çalıştığımız uzun bir dönem yaşadık. Kur’ân sûre sûre nazil oluyordu. Bu sûrelerin helâl ve haramını, emir ve yasaklarını öğrenirdik. Şimdi ise imandan evvel Kur’ân’a yapışan, Fatiha suresinden başlayarak sonuna kadar okuyan, fakat Kur’ân’ın emri nedir, yasağı nedir ve neyin yanında durmak gerekir; katiyyen bilmeyen, okuduğu Kur’ân ayetlerini çürük hurmalar gibi sağa-sola serpen nice kişiler görüyorum.”Gaye Kur'an'ı hatmetmek değil, düşünmek ve anlamak olduğu için, dinleyen okuyandan daha çok sevap alır. Çünkü dinlerken daha iyi düşünülür. Ama müslümanın Kur'an okumayı bilmesi de ayrı bir görevdir. Yani, nasıl olsa dinlemek daha sevap, diye Kur'an okumayı öğrenmemek câiz olmaz. KAYNAK
Kuranı Kerim hatim duası nasıl yapılır? Kur'an-ı Kerim'i baştan sona okuyup bitirdikten sonra yapılan duaya Hatim Duası denir. Efendimiz Hz. Muhammed Kur'an-ı hatim edeceği zaman, ailesini, komşularını toplar ve onlarla birlikte dua ederdi. Bu sebeple hatim duası için komşuları ve aileyi toplamak dinimizce uygun görülmüştür. Bereketli olan Hatim duasına başlamadan hemen önce Nas ve Fatiha sureleri ile Bakara suresinin başından beş ayet okumak sünnettir. Bu surelerin ardından Hatim duası yapılır. Hatim duasına başlamadan önce Nas ve Fatiha sureleri ile Bakara suresinin başından beş ayet okumak sünnettir ve bu konuda Übey bin Ka’b’ın radıyallahu anh şöyle dediği nakledilir "Resul-i Ekrem Efendimiz Nas suresini okuduğu zaman, Fatiha suresine başlar, sonra Bakara suresinin başından “ve ulaike humu’l-müflihun”a kadar okur, hatim duasını yapar, daha sonra da kalkardı.” Suyuti, el-İtkan, 1/313 Resul-i Ekrem Efendimiz "Kim Kur'an'ı hatmederse, onun kabul olunmuş bir duası vardır." Suyûtî Camiu's-Sağîr, II,175 buyurmuştur. Resul-i Ekrem Efendimiz de hatimden sonra dua ettiği bildirilmekte ve bu dualardan bazıları nakledilmektedir. Gerek ezberden, gerekse yüzünden Kur'an'ı Kerim'i hatmeden kişinin, duasının Allah Azze ve celle katında makbul olduğunu ve bir diğer hadislerinde de Cenab-ı Allah'ın bu kimselere "cennette bir ağaç ihsan edeceğini" haber vermişlerdir. Suyûtî, Câmiu's-Sağîr, I, 96 Kuranı Kerim Hatim Duası Türkçe Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a, iyi sonuç müttekilere mahsûstur. Zalimlerden başkasına husûmet yoktur, Salat-ü selam, Efendimiz alinin ve ashabının üzerine olsun. Ey Rabbimiz! Okunan şu hatmi bizden kabûl buyur. Şüphesiz hakkıyla İşiten, layıkıyla bilen sensin. Ey Mevlamız! Tevbemizi kabul eyle, Çünkü tevbeleri en çok kabûl eden ve hakkıyla esirgeyen sensin, ya Rabbi! Bize hidayet eyle, hakka ve doğru yola ulaşmaya muvaffak eyle. Kur’an-ı Kerim’in bereketi ve Peygamber -i ahır zaman hürmetine duamızı kabul eyle! Ey Kerim ve Rahim olan Rabbimiz! Günahlarımızı fazlın ve kereminle bağışlayan Allahımız! Bizi Kur’an-ın zineti ile süsle. Kur’an’ın kerametini ikram eyle. Kur’an’ın şerefiyle yücelt, bize Kur’an-ın hil’atini giydir. Bizi Kur’an’ın şefaati ile cennetle şereflendir. Dünyanın her belasından ve ahıret azablarından Kur’an-ı Kerim hürmetine bize afiyet ihsan eyle. Ey esirgeyen ve merhamet eden Rabbimiz! Muhammed ümmetinin hepsini rahmetine eriştir. Ey Allah’ım! Kur’an’ı bize dünyada arkadaş, kabirde yoldaş, kıyamet gününde şefaatçi ve sırat üzerinde bir nûr kıl. Cennete ulaşıncaya kadar refikimiz; ateşten perde, hayırların tamamına delil ve önder kıl. Ey Kerim olan Halikımız! Fazlınla duamızı kabûl buyur. Ey Allah’ım! Bizi Kur’an-ın önderliği ile hidayete ulaştır, ateşlerden koru, Kur’an-ın fazileti ile, derecelerimizi yücelt, Kur’an-ın okunması sebebiyle, kusurlarımızı örtüver. Ey fazl-u ihsan sahibi bulunan Allahım! Duamızı kabûl buyur! Ya Allah! Kalblerimizi pak eyle, ayıplarımızı setreyle, hastalarımıza şifa ver, borçlarımıza ödeme kolaylığı ihsan eyle. Yüzlerimizi ak eyle, derecelerimizi yücelt, atalarımıza rahmet, analarımıza mağfiret eyle. Dinimizi ve dünyamızı ıslah eyle. Düşmanlarımızın toparlanmasına perişanlık ver. Ehlimizi, mallarımızı, şehirlerimizi afetlerden, hastalıklardan ve belalardan koru. Ayaklarımızı doğru yolda sabit kıl ve inkarcı topluluklara karşı bize yardım eyle. Kur’an’ı Azim’in hurmetine dileklerimizi kabûl eyle. Ya İlahi! Okuduğumuz hatmin sevabını ve nûrunu evvela, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa sallellah-ü aleyh-i ve sellem’nın rûhuna, bütün enbiyanın rûhlarına eriştiriver. Allah’ın rahmeti, selamı ve rızası onların tamamı üzerine ve bu zatların hanedanı, çocukları, hanımları, ashabı ve onlara tabi olanların rûhları ile onların zürriyetlerinin hepsi üzerine olsun. Bir de babalarımızın, analarımızın, erkek ve kız kardeşlerimizin, evladımızın, akrabamızın, sevdiklerimizin, sadık dostlarımızın, hocalarımızın ve üstadlarımızın hocalarının, meşayihlerimizin, üzerimizde hakları bulunan kimselerin, erkek ve kadın mü’minlerden hayatta olan ve vefat etmiş bulunan kimselerin rûhlarına rahmet ve selamet ihsan eyle! Ya Rabbi! Bizler dahi merhumların halleriyle hallendiğimiz vakitte, bizlere selamet-i iman nasibi müyesser eyle. Nefeslerimiz tükenip vadelerimiz geldiği zaman, ol kelime-i münciye-i mübareke ki buyurun, “Eşhedü El-La İlahe İllellah Ve Eşhedü Enne Muhammeden Abdühû Ve Rasûlüh” diyerek çene kapamak nasib eyle. İki cihanımızı da mamûr eyle. Her türlü musibetten bizleri muhafaza eyle. Ya Rabbi! Günahlarımızı affeyle. Kusurlarımızı mağfiret eyle. Hatalarımızı mahfeyle. Ayıplarımızı setreyle. Aşkını muhabbetini feyzini, bereketini, rahmetini hikmetini, sevgini ve korkunu gönlümüze kalbimize sen yağdır ya Rabbi! Ya Rabbi! Bizler sana nasıl dua edeceğimiz bilemiyoruz, Ya Rabbi! Bizler seni asla meth-ü sena edemiyoruz. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin. Hazret-i Peygamberimiz sallellah-ü aleyh-i ve sellem sana nasıl dua ettiyse öyle dua ediyoruz, kabûl eyle ya Rabbi! Tembellikten, acizlikten, korkaklıktan, ihtiyarlığın düşkünlüğünden, fakirlikten, cimrilikte, borçlu düşmekten, gururdan, kibirden, riyadan, nemimeden laf taşımaktan, hasetten, iftiradan, iftiraya düşmekten, kötü ahlaktan, ağlamayan-ürpermeyen kalpten, gözden, gönülden, büyük küçük bütün günahlardan, gizli aşikar bilip bilemediğimiz bütün şirklerden, gecenin karanlığından, fayda vermeyen ilimden ve aklımıza gelmeyen bütün çirkin işlerden sana sığınıyoruz. Nefsimizi ve neslimizi sen muhafaza buyur ya Rabbi! Ya Rabbi! Dünyanın her bir köşesinde özellikle, İslam ülkeleründe ve Türkiyemizde acı ve açlık çeken müslümanlara sen imdad eyle. Devletimizi vatanımızı sen koru. Beşeriyyeti iman nuru ile münevver eyle ya Rabbi! Ey hacetleri eda, duaları kabûl eden ve esirgeyenlerin en merhametlisi bulunan Rabbimiz! Bizim dileklerimizi de kabûl buyur. SELAM, peygamberler üzerine; HAMD, alemlerin Rabbi olan Allah Azze ve celle'nin üzerine olsun!.. “EL-FATİHAHA” Son düzenleyen Moderatör 23 Kasım 2018
CEVAP Kur’an-ı Kerim Mekke'de Ramazan ayının 27. gecesinde inmeye başlamıştır. Bu gece Kadir Gecesi denilmektedir.Bk. Bakara, 185 Kuran, bu inişin ramazanın Kadir Gecesi'ne rastladığını bize Kadir Suresi'nde bildiriyor. Ve bu inişin büyüklüğüne dikkat çekmek için olacak ki, Kadir Gecesi'ni bin aydan daha hayırlı’’ olarak nitelendiriyor. Konuya, Hz. Peygamber'in SAV durumu açısından baktığımızda, şunlar söylenebilir Vahyin başlangıcında Hz. Muhammed SAV 40 yaşında bulunuyordu. Tarih, Miladi 610'dur. İlk vahiy, Mekke yakınlarında Nur Dağı'ndaki Hira mağarasında gelmiştir. KURAN-I KERİM KAÇ YILDA İNMİŞTİR? Kuran, 22 yıl 2 ay, 22 günde tamamlanmıştır. Bunun ilk 13 yıllık süresi Mekke'de, diğer kısmı Medine'de geçmiştir. Bu, Hz. Muhammed'in SAV vahiy alış süresi demektir. Tabii, vahyin geliş yoğunluğu zaman ve mekána göre hep değişik olmuştur.
Şir’atü’l-islâm şerhindeki hadîs-i şerîfde, Ümmetimin yaptığı ibâdetlerin en kıymetlisi, Kur’ân-ı kerîmi, Mushafa bakarak okumaktır buyuruldu. Kitâbü’t-tibyânda, Kur’ân-ı kerîm okumanın en efdali, nemâzda okumakdır buyuruldu. [Muhammed Ma’sûm hazretlerinin Mektûbâtının 3. cildi, 93. mektûbunda yazılı hadîs-i şerîfde, Namâzda okunan Kur’ân, nemâz dışında okunan Kur’ândan dahâ hayırlıdır buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, senedleri ile birlikte, Hazînetü’l-esrârda da yazılıdır.] Hazret-i Alî “radıyallahü anh” buyurdu ki, Namâzda ayakta iken okunan Kur’ânın her harfi için 100 sevâb verilir. Namâz dışında abdestli okuyunca, her harfi için 25 sevâb verilir. Abdestsiz okuyunca, 10 sevâb verilir. Yürürken ve iş yaparken okuyunca, dahâ az sevâb verilir. Manâsını düşünerek bir âyet okumak, başka şey düşünerek, bütün Kur’ânı hatmetmekten dahâ çok sevâbdır. Son zamânlarda, hâfızların, Kur’ân-ı kerîmi tegannî ederek mûsikî perdelerine uyarak okumaları, çok çirkin bid’atdir. Çok günâhdır. Kur’ân-ı kerîmi, güzel ses ile, Allahdan korkarak ve hüzn ile okumalıdır. Kerderî, Bezzâziyye fetvâsında diyor ki, Tegannî ile, şarkı söyler gibi Kur’ân okuyana sevâb verilmez. Sûre veyâ âyet okumağa başlarken E’ûzü okumak vâcibdir. Fâtiha okumağa başlarken Besmele okumak da vâcibdir. Diğer sûrelere başlarken Besmele okumak sünnetdir. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, Kur’ân-ı kerîmi tecvîd bilgisine uyarak okuyunca, her harfine 20 sevâb verilir. Tecvîde uymazsa, 10 sevâb verilir. Bir âyeti ezberledikten sonra unutmak, en büyük günâhlardandır. Kur’ân-ı kerîm okunan evden, Arşa kadar nûr yükselir hadîs-i şerîfdir. Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” buyurdu ki, Kur’ân okunan eve, bereket, iyilik gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytânlar oradan kaçar. Kur’ân-ı kerîmi dinlemek çok sevâbdır. Hadîs-i şerîfde, İnsanın dinlediği bir âyet, kıyâmette kendine nûr olur buyuruldu. Kur’ân-ı kerîm okumağı geçim vâsıtası yapmamalıdır. Hadîs-i şerîfde, Kur’ân-ı kerîm okuyunca, Allahü teâlânın rızâsını ve Cenneti isteyiniz! Dünyâlık istemeyiniz! Bir zamân gelir ki, hâfızlar, Kur’ân-ı kerîmi, insanlara yaklaşmak için vâsıta yaparlar buyuruldu. Şir’ada diyor ki, Kur’ân-ı kerîmi 40 günde hatm etmek, yanî başından sonuna kadar okumak müstehâbdır. 3 günden önce hatm etmek câiz değildir. Hatm sonunda yapılan düâ kabûl olur. Hatm düâsında bulunmağa çalışmalıdır. Hatm bitince, yeniden hatme başlamak niyeti ile Fâtiha okumalıdır. Hadîs-i şerîfde, İnsanların en iyisi, hatmi bitirince, yeniden başlıyandır buyruldu. Kâdîhân, namâzda kırâati anlatırken diyor ki, Ramazânda ve başka zamânlarda cemâ’at ile duâsı yapmak mekrûhdur diyenler vardır. Sonra gelen âlimler ise iyi olur dedi. Buna mâni’ olmamalıdır. Tenbîhü’l-gâfilîndeki hadîs-i şerîfde, Kur’ân-ı kerîm okuyanın ana-babası kâfir olsalar bile, azâbları hafîfler buyuruldu. Haberde bildirildi ki Cennet derecelerinin sayısı, Kur’ân-ı kerîmin âyetlerinin sayısıncadır. Kur’ân-ı kerîmi hatm eden kimse, bütün derecelere kavuşur. Künûzü’d-dekâıkda yazılı, Taberânî’nin ve İbni Hibbân’ın bildirdikleri hadîs-i şerîfde, Kur’ân-ı kerîmi hatm edenin duâsı kabûl olunur buyuruldu. Kitâbü’t-tibyânda diyor ki, Kur’ân-ı kerîmin hatmedildiği yere rahmet yağar. Hatimden sonra duâ etmek müstehabdır. Kur’ân-ı kerîm hatmolunurken toplanmak müstehabdır. Abdüllah ibni Abbâs hazretleri, hatim okuyan kimsenin yanında adamını bulundururdu. Hatim biteceği zamânı işitince, kendi de hâzır olurdu. Enes bin Mâlik hazretleri, hatm ettiği zamân, çoluk çocuğunu toplayıp düâ yapardı. Hatim bitince, ikincisine başlamak müstehabdır. Hadîs-i şerîfde, İbâdetlerin en iyisi, hatim okuyup, bitince yenisine başlamaktır buyuruldu. Hazînet-ül-esrârdaki hadîs-i şerîflerde, Kur’ân-ı kerîmi hatmeden kimseye melek hayr duâ eder ve Hatim duâsı yapılan yerde bulunan, ganîmet dağılırken bulunan kimse gibidir. Hatme başlanan yerde bulunan, cihâd eden kimse gibidir. İkisinde de bulunan, iki sevâba da kavuşur ve şeytânı rezîl eder buyuruldu. Sa’d ibni Ebî Vakkâs buyurdu ki, Bir kimse, gündüz hatim okursa, melekler ona akşama kadar düâ eder. Gece okunursa, sabâha kadar düâ ederler. Künûzü’d-dekâıkda yazılı, Deylemî’nin bildirdiği hadîs-i şerîfde, Kur’ân-ı kerîmi tecvîde uygun okuyana şehîd sevâbı verilir buyuruldu. Görülüyor ki, her âyetini okumağa ayrı sevâblar vardır. Kur’ân-ı kerîmin hepsini hatmedene verilen sevâb, dahâ çokdur. Namâz kılmak, oruc tutmak ve Kur’ân-ı kerîm okumak ve zikretmek, yalnız bedenle yapılan ibâdet oldukları için bunları herkesin kendisi yapması lâzımdır. Başkasını vekîl edip yapdırmak câiz değildir. Bunun için Behcetü’l-fetâvâda diyor ki, Kur’ân-ı kerîmi Fâtihadan başlayıp Fil sûresine veyâ İhlâs sûresine kadar okuyup, sonra olan birkaç sûreyi başkasına emredip okutsa, o da birinciye vekîl olarak kalan sûreleri okursa, Kur’ân-ı kerîmi başından beri okumuş olan, Hatim okumuş olmaz. Bunlardan birisini dinleyen kimseler, hatm dinlemiş olmazlar. Hiçbiri hatim sevâbına kavuşamazlar. Okumuş olanlar, sevâbını, meyyitlerin rûhlarına ayrı ayrı hediye etseler veyâ birisi, hepsi için hediye etse, yanî hatm düâsı yapsa, okuyanlar da Âmîn deseler, âyetlerin sevâblarının toplamı, meyyitlere de verilir. Fekat, hatim için va’d olunan sevâba kavuşamazlar. Bir hatmi, yalnız bir kişinin okuması ve sevâbını, bunun bağışlaması lâzımdır. Meyyit için, çeşidli kimselerin sessiz olarak çeşitli cüz’ler okuyup, Kur’ân-ı kerîmi hatm etmeleri ve herbirinin okuduğunun sevâbını ölünün rûhuna göndermeleri veyâ birinin hepsi için hediyye etmesi, yanî hatim düâsını yapması, okuyanların da Âmîn demeleri câiz olur ve çok faydalı olur. Fakat, bu sûretle hatm sevâbı hâsıl olmaz. Hatmi bir kişinin okuması veyâ bir kişi, evvelce okumuş olduğu hatmin sevâbını hediye etmesi lâzımdır. Secde âyetini okumak da böyledir. Dürr-ül-muhtâr sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, Birkaç kişiden herbiri, secde âyetinden birer kelime okusalar, bunu işitenlere tilâvet secdesi yapmak lâzım olmaz. Çünki, secde âyetini bir kişi okuyunca, bunu işitenlerin secde yapması vâcib olur. Çeşitli kimselerin okudukları kelimeler toplanarak, bir kişi bütün âyeti okumuş gibi yapılamaz. Çünki, Kur’ân-ı kerîm okumak için, kimse başkası yerine vekîl yapılamaz. Hülâsat-ül-fetâvâ sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, Kur’ân-ı kerîmin hatmi sonunda, ayrıca üç İhlâs okumağı, Irâk âlimleri iyi bulmamışlardır. Tavsiye Yazı –> Tecvid Kaideleri En Çok Okunan Yazılar Tavsiye Ettiğimiz Temel Kitaplar Meâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir? Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir Duâ Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler
kuranı kerim kaç saatte hatim edilir